Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/26411 E. 2018/10736 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/26411
KARAR NO : 2018/10736
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı şirket ile … ili … ilçesi, 16 pafta, 1148 ve 1173 parselde bulunan … Termal tatil köyü isimli yer ile ilgili olarak devre mülk sözleşmesi imzaladığını, sözleşmeye göre A ve B Bloktan 1 Temmuz ile 31 Temmuz tarihleri arasında iki ayrı devre mülk satın alarak her biri için 16.600,00-TL olmak üzere toplamda 33.200,00-TL ödediğini, 6 pafta 1173 parselde kayıtlı taşınmazın 1/15250 payın tapusunun çıkartıldığını, 1148 parselde kayıtlı taşınmazın tapusunun çıkartılmadığını, sözleşmeye göre 2013 yılı Mayıs ayında teslim edilmesi gereken devre mülklerin teslim edilmediğini, 2014 yılı Temmuz ayında devre mülkünü kullanmak istediğini, ancak eski farklı bir otelde konaklatılmak istendiğini, inşaatın devam ettiğinin söylendiğini, cayma hakkını kullanarak sözleşmeyi feshettiğini belirterek sözleşmenin feshi ile 33.200,00-TL zararın ticari faizi ile birlikte iadesini, sözleşmeye göre zararın %15’i tutarındaki cezai şartın davalıdan alınarak tarafına ödenmesini talep etmiştir.
Davalı, devre mülk bedelinin 11.662,00-TL olduğunu, 16.600,00-TL bedelin ödendiği iddiasının doğru olmadığını, aracı firma olduğunu, her bir devre mülk için %30 komisyon aldığını ve bu miktarın 3.498,60-TL olduğunu, bu hususta fatura kesildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 25.000.00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, %15 oranında olan 3.750,00-TL cezai şartın davalıdan alınmasına, davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, devre mülk sözleşmesinde belirtilen taşınmazın tapuda devrinin yapılmaması, halen inşaat halinde bulunması nedeniyle ödediği bedelin iadesi ve cezai şart istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise davalının dilekçesinde belirtilen bedeli ödemediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir. Söz konusu dava dosyasının incelemesinde; davacının ödeme olarak davalı tarafından dava dışı-aralarında organik bağ olduğu belirtilen-Kuş Cenneti şirketine her biri 10.000,00-TL bedelli iki ayrı dekonta dayanmış, davalı tarafından söz konusu bedellerin davacı tarafından yapılan ödemelere ilişkin olmadığı beyan edilmiştir. Söz konusu dekontlar incelendiğinde hangi sözleşme kapsamında kimin tarafından yapılan ödemelere ilişkin olduğu açıklanmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, davacının dile getirdiği ödemeye ilişkin 10.000,00-TL tahsilat dekontlarının araştırılarak davacı tarafından yapılan ödemelere ve sözleşmelere ilişkin olup olmadığı, ilgili deliller toplandıktan sonra gerek görüldüğü takdirde de konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden bu hususta rapor da alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan devremülk satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Ancak taraflar arasında düzenlenen devremülk satış sözleşmesinin tapuda resmi şekil şartına tabi olmasına rağmen devre mülke konu taşınmazın tapuda devredilmesi şekil şartına uyulmadığından geçersiz olduğu ve geçersiz sözleşme nedeniyle de davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle taraflar yalnızca aldıklarını iade ile yükümlüdür. Davacı geçersiz sözleşmeye dayalı olarak cezai şart ve sair taleplerde bulunamaz. Mahkemece, cezai şart talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle bu talep yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Bozma sebeplerine göre davalının sair temyiz sebeplerinin incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.