Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/26108 E. 2019/8432 K. 17.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/26108
KARAR NO : 2019/8432
KARAR TARİHİ : 17.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalıya ait … palakalı aracın 14/12/2007 tarihinde şirketin trafik otoparkına çekildiğini ve kaldığını, bu süre içinde araç sahibinin aracı almaya gelmediğini, birikmiş park ücretinin de ödenmediğini bundan kaynaklı alacağın tahsil edilebilmesi için … 5.İcra Müdürlüğünün 2014/11590 Esas numaralı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine başlandığını ve borçlunun haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalının takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, aracı bir başkasına sattığını ancak noter satışı yapılmadığını, aracın davacının otoparkında bulunduğuna ilişkin şu ana kadar da bir bildirim ya da ihtar yapılmadığını aracın değerinin takibe konulan miktar kadar bile olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Davalının … 5.İcra Müdürlüğünün 2014/11590 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 12.595,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davalı icra takibine itirazında kısmen haklı olduğundan davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muhafaza edilmek üzere davacıya ait trafik otoparkına çekilen aracın yedieminlik ücretinin tahsili için başlatılan icra takibinde yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya incelendiğinde, bahse konu … plaka sayılı aracın davalı üzerine kayıtlı olduğu, davacınn dilekçesine eklediği komiser, polis memuru ve çekici sürücüsünün ad ve imzası bulunan tutanakta; aracın kapı ve camlarının açık olduğu, hırsızlık olayı olmaması için muhafaza amacıyla trafik otoparkına çekildiği, yine dilekçesine ekli trafikten men tutanağında ise aracın kazalı olduğu yazılı olup yalnızca teslim alan kişinin adının yazılı olduğu, davalının veya sürücünün, emniyet görevlisi kimsenin de imzasının bulunmadığı, tutunakların aslının dosya arasında olmadığı ve davalıya da icra takibine kadar bir bildirimde bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı yediemin sıfatıyla aracı otoparkta muhafaza ettiğini ileri sürmüş ve mahkemece davalı tarafından resmi satış ve devir yapılmadığından sorumluluğun davalıya ait olduğu, davacının otoparkına teslim edilen … plakalı aracın halen davalı adına tescilli bulunduğu anlaşıldığından resmi belgelere karşı aksinin yine resmi belge ile ispat edilmesi gerektiği, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın yerinde olmadığı gerekçesiyle, davalının otopark ücretinden sorumlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davalı bu durumdan haberdar olmamıştır. Buna göre, aracın trafik görevlilerince davalıya ait otoparka bırakılması davacıyla davalı arasında bir sözleşme bağı kurmaz. Taraflar arasında bir sözleşme bağı kurulmadığı sürece davalı otopark ücreti talep edemez. Bu davada, tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin TBK 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümlerine göre çözülmesi gerekir. Davalının talep hakkı ancak vekâletsiz iş görme hükümlerine dayandırılabilir. Yapılan iş, iş yapanın menfaatine yapılmış olması itibarıyla davalı TBK 530. maddesi uyarınca talepte bulunabilir (Yargıtay 3.HD 17.01.2011-2010/19449 Esas- 2011/72 Karar).
Öte yandan, Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-14. Maddesinde, trafikten men edilerek alıkonulan araçların sahipleri tarafından 6 ay içinde teslim alınmayan ve aranmayan araçların hazinece satılarak bedellerinin emanet hesabına alınarak, bu işlemler sırasında yapılan masrafların satış bedelinden mahsup edileceği düzenlenmiş olup, bu yasanın uygulanmasına yönelik çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Araçları kaldıran ve çekenler ile araç sahiplerinin sorumluluğu” başlıklı 121/b-2. maddesine
n uygulanmasına ilişkin usul ve işlemler hakkında doğabilecek tereddütleri gidermek amacıyla çıkarılan 03.08.2005 tarih ve 296 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 2. maddesinde satışı yapılan araçların otopark ve çekici ücretlerinin satış bedelinden düşüleceği ve otopark ücreti olarak ödenecek bedelin araç satış bedelinin %25’ini geçemeyeceği belirtilmiştir.
Dava konusu aracın otopark ücretinin ödenmesinde akdi ilişki bulunmasa da davanın tarafı olan davalı vekâletsiz iş görme hükümlerine göre dava konusu yedieminlik ücretinden sorumlu olmakla birlikte, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında asıl sorumluluğun araç sahiplerine ait olması ve yedieminlik işi ile iştigal eden davacının hizmet bedelini en son çare olarak hizmete konu araçların satışı sonrasında, elde edilecek paradan tahsil edebilmesi gerekir. Ne var ki; uyuşmazlığa konu olayda araçların satışı için tanınan yasal 6 aylık süre geçmesine rağmen yediemine tevdi edilen aracın satışının davacı tarafından yapılmadığı dosya kapsamıyla sabittir. Bu durumda yedieminlik işini meslek edinen davacının mevcut mevzuat kapsamında kendisine teslim edilen araçların satışının yapılarak otopark hizmet ücretinin ödenmesi için gerekli girişimlerde bulunması ve bu konuda çaba sarfetmesi gerekir. Aracın yasada belirtilen 6 aylık süreyi aşacak şekilde uzun süre teslim alınmaması (somut olayda 7 yıla yakın süreyle) sonucu otopark ücretinin aracın değerini aşacak boyutlara kadar ulaşmasında davacının da müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca araç otopark ücreti olarak ödenecek bedel, aracın satış bedelinin %25’ini geçemeyecektir.
Şu halde davacının altı ayın sonunda aracın satışının gerçekleşmesi için çaba harcamayıp, aracı muhafaza etmeye devam etmesinde TBK m.529 hükmü kapsamında davalının yararı olmadığından davacı bu dönem için otopark ücreti talep edemez. Hal böyle olunca, mahkemece, yalnızca ilk altı ay için otopark ücretinin hesaplanması ve bu ücretin aracın satış bedelinin %25’ini geçemeyeceği dikkate alınarak gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmadan yazılı şekilde aracın otoparkta olduğu tüm dönem için belirlenen otopark ücreti üzerinden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.