Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/25882 E. 2019/12099 K. 04.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/25882
KARAR NO : 2019/12099
KARAR TARİHİ : 04.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacılar, muris … …’dan … ili, … ilçesinde gayrimenkul kaldığını, bu gayrimenkulun kamulaştırılmasına karar verildiğini, kamulaştırma bedelinin 14.880 TL olduğunu, kamulaştırma bedelinin artırılması için dava açmaları konusunda davalılara vekaletname verdiklerini, davalıların kendilerine hiçbir bilgi vermediğini, davalı …’ın taşınmaza biçilen kamulaştırma bedelini tahsil ederek ödediğini, daha sonra gelen dava dilekçesi evraklarında davalıların kendilerinden aldıkları vekaletnamelere istinaden tezyidi bedel davası açtıklarını ve taşınmazın bedelinin artırılmasına karar verildiğini, davalıların toplam 167.398,000 TL daha tahsil ettiklerini ve kendilerine ödemediklerini, toplam 182.644,052 TL’nin temerrüt faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir.
Davalılar, davacıların hiçbiri ile şahsen görüşme olmadığını, davacıların yakını olan … …’ın vekaletleri kendilerine getirmeleriyle dava açtıklarını, … …’a parayı verdiklerine dair belgenin mevcut olduğunu, bu yüzden husumetin kendilerine yönelik olmaması gerektiğini, davanın zamanaşımın yönünden reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı vekillerin vekalet sözleşmesine göre tahsil ettikleri bedelleri davacı müvekkillerine ödememeleri iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. İleri sürülüş şekli ve dayanılan olgular çerçevesinde, davacıların bu davadaki alacak istemlerinin, vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandırıldığı açıktır. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. Başka bir ifade ile, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler öncelikle dahildir. Vekalet sözleşmesi, T.B.K. 147/5.maddelesine göre 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu tür vekalet ilişkilerinde zamanaşımı vekilin hesap verme yükümlülüğünü yerin getirdiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. Vekilin aldıklarını geri verme borcunda muacceliyet, vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. (Bkz. Hukuk Genel Kurulunun 2011 tarih ve 2011/13-161 esas ve 2011/276 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirilecek olursa, davacılar, davalı avukatların tezyidi bedel davasında tahsil ettikleri paranın tamamının kendilerine ödenmediğini ileri sürmüşler, mahkemece Avukatlık Kanunu 40. maddesi gereğince zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçe gösterilerek davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş ise de, hesap verme yükümlülüğü araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken olayda uygulanma olanağı bulunmayan Avukatlık Kanunu 40. maddesine göre yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın davacılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.