Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/2491 E. 2018/9349 K. 15.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2491
KARAR NO : 2018/9349
KARAR TARİHİ : 15.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, davalı belediye ile 11.05.2011 tarihinde vekalet sözleşmesi imzaladığını, davalı tarafından gönderilen 22.05.2013 tarihli ihtarda “görülen lüzum üzerine” sözleşmenin feshedildiğini belirterek, bu sebeple vekalet sözleşmesinin 8.maddesi uyarınca haksız azil halinde 20.000TL ödeneceğine ilişkin muaccel hale gelen ceza-i şart ile haksız fesih nedeni ile haketmiş olduğu ücret-i vekalet olmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 20.000,00TL alacağının haksız azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir
Davalı, sözleşmenin bittiği tarihte azilin yapıldığını, ayrıca davacının dava açarken sadece ceza-i şart istemine yönelik harç yatırdığını, dolayısı ile karşı taraf vekalet ücretine yönelik istemde bulunamayacağını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu sözleşme dönemindeki davacının sonuçlandırdığı dosyalarda, avukatın hak edeceği vekalet ücreti ile sözleşmede belirlenmiş olan aylık ücret olmak üzere toplam 11.400,00TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında haksız azil nedeniyle; sözleşme ile kararlaştırılan cezai şart ve hakedildiği iddia edilen ücret-i vekaletin ödetilmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8.maddesinde “Belediyenin bu sözleşmenin akdinden sonra vekalet vermemesi, dosyasını geri alması, 1136 sayılı Kanunun 172.maddesi uyarınca avukatın yazılı iznini almadan başka avukatları teşrik etmesi, haklı bir sebep yokken avukatı azletmesi gibi işin takip ve sonuçlandırılmasını her ne suretle olursa olsun engellediği durumlarda davacı Av…. bu sözleşmeyi bozabilir. Cezai şart olarak 20.000,00TL Belediye tarafından Av….’ya nizasız fasılasız olarak ilk istemde derhal ve bir defada ödenecektir” düzenlemesi mevcuttur. Taraflar için bağlayıcı olan sözleşme ile açıkça yukarıda izah edilen şekilde cezai şart düzenlenmiş olup, mahkemece, azilin haksız olduğu kabul edildiğine göre, davalının sözleşme hükümlerine uymak zorunda olduğu ve imzalanan sözleşmenin kendisi açısından bağlayıcı olduğu ve davacının cezai şart isteme hakkı olduğu gözetilerek özellikle cezai şarta ilişkin sözleşme maddesinin de somut olayın özelliği nazara alınarak ve T.B.K.’nun 182.maddesi göz önünde bulundurularak, cezai şartın fahiş olup olmadığı, indirim koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda resen değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve cezai şart öngörülmüş olmasının sözleşmenin özüne aykırı olduğunu kabul eden bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Dava vekalet sözleşmesine dayalı alacak istemi olup, dava dilekçesinde davacı taraf istek kalemlerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 20.000,00TL olduğunu bildirmiş ve davayı bu miktar üzerinden açmıştır. Talep edilen 20.000,00TL’nin dava dilekçesinde belirtilen hangi kalemlere ilişkin ve ne miktar olduğuna dair açıklama bulunmamaktadır. Bu sebeplerle, mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119/2. ve 31.maddeleri uyarınca 20.000,00TL’lik taleple ilgili olarak istek kalemlerinin davacıya açıklattırılmak suretiyle işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
4-Davacı, kendisini vekille temsil ettirmediği halde, mahkemece, davacı lehine vekalet ücreti verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıdaki bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı ve davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.