Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/24872 E. 2019/5359 K. 29.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/24872
KARAR NO : 2019/5359
KARAR TARİHİ : 29.04.2019

….
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı emlakçı, davalıya ait ….. mahallesi…….1219 ada 18 parsel sayılı taşınmazının satışına aracılık edilmesi amacıyla ile davalının emlak komisyonculuğu sözleşmesini imzalandığı, taşınmazın satıldığını, ancak davalının sözleşmede belirtilen bedeli ödemediğini, sözleşme gereği kararlaştırılan 11.940,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 6502 sayılı kanunun 3/k maddesi uyarınca davalının tüketici konumunda olduğu, davacının ise aynı kanunun 3/ı-i maddesi uyarınca satıcı ve sağlayıcı konumunda olduğu, dava konusu tellallık sözleşmesinin 6502 sayılı kanunun 3/L maddesi kapsamında bulunduğu, dava konusu sözleşmenin matbu ve tek taraflı olarak düzenlendiği, davacı lehine hükümler bulunduğu, sözleşmenin aslı incelendiğinde yazı puntolarının küçük ve silik olduğu, bu haliyle taraflar arasındaki sözleşmenin 6502 sayılı kanun kapsamında geçersiz olduğu ve davalı yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı, davacının masraf yaptığına ilişkin her hangi bir belge sunmamış olduğu anlaşıldığından davanın reddine davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 520. maddesinde tanımı yapılan simsarlık sözleşmesinden kaynaklı alacak isteğine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen ve imzası davalı tarafça inkar edilmeyen sözleşme taşınmaz satımına yönelik tellallık sözleşmesi olup geçerlidir. Hal böyleyken Mahkemece sözleşmede belirtilen ilkeler çerçevesinde inceleme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

……