Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/24682 E. 2018/9276 K. 11.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/24682
KARAR NO : 2018/9276
KARAR TARİHİ : 11.10.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, 12.07.2012 tarihinde adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış sözleşmesi ile 6 adet devre mülk satın aldığını, davalı şirkete toplam 6 adet devre mülk için toplam 120.000,00-TL ödediğini, sözleşmedeki edimin davalı tarafça yerine getirilmediğini belirterek devre mülk hakkının kullanılamamasından kaynaklanan 2014-2015 yıllarına ait mahrum kalınan bedeller için şimdilik 5.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amaca açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde tanımlara yer verilmiştir. Aynı maddede tüketici, bir mal veya hizmet ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasındaki uyuşmazlığın mal ve hizmet piyasalarında bir malın mesleki ve ticari olmayan amaçla edinilmesi veya kullanılmasından doğması aranmaktadır. Somut olayda davacı dava dilekçesinde 6 adet devre mülk satın aldığını beyan etmiş olup, bu beyanı ile devremülkün yatırım amacıyla satın alındığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun kapsamına girmediğinin kabulü gerekir. Öyle olunca, davanın tüketici mahkemesinde görülmesi doğru olmayıp, tarafların sıfatına ve aradaki ilişkiye göre genel mahkemede görülmelidir. Görev kamu düzeninden olup yargılamanın her safhasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece resen de gözetilmesi gerekir. Mahkemece, genel mahkemenin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.