Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/24324 E. 2019/1191 K. 05.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/24324
KARAR NO : 2019/1191
KARAR TARİHİ : 05.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, müteahhit olan davalı ile 2, 16, ve 17 nolu olmak üzere 3 adet dairenin satışı konusunda anlaşmaya vardıklarını, dairelerin bedellerinin davalıya ödendiğini, 17 nolu daire satışı için 21/11/2011 tarihli yazılı sözleşme yapıldığını, sözleşmeye göre teslim tarihinin 15/07/2012 olduğu ve teslim edilmemesi halinde aylık 400,00 TL ceza ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı tarafından süresinde teslimatın yapılmadığını, dairenin tapu devrinin daha sonra gerçekleştiğini, 3 dairenin de eksik teslim edildiğini ve kullanılacak durumda olmadığını belirterek 2 nolu daire için 675,00 TL, 16 nolu daire için 590,00 TL ve 17 nolu daire için 730,00 TL eksik iş bedeli, 17 nolu daire için sözleşme uyarınca gecikmeden dolayı 11.372,00TL ödenmesi gereken zarar bedeli, 16 ve 17 nolu dairelerin mutfak dolabı ve mutfak tezgahının tarafından yapıldığını belirterek bunlara ilişkin 3.009,00TL ve 6.018,00 TL fatura bedelleri olmak üzere toplamda 22.394,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemektedir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda, davacı, müteahhit olan davalıdan 21/11/2011 tarihli sözleşme ile satın aldığı taşınmaz için, sözleşme konusu dairenin geç teslimi nedeniyle kararlaştırılan cezai şartı ve dairenin eksikliklerini, sözleşme dışı diğer iki dairenin de eksikliklerini talep ettiğini beyan etmiştir. Bu durumda uyuşmazlık taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklandığına göre, davacı bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olup, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup, re’sen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak olmaz. O halde mahkemece, müstakil Tüketici Mahkemesi var ise davaya bakmakla Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi, müstakil Tüketici Mahkemesi yok ise ara kararı ile uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmek suretiyle uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın Asliye Hukuk Mahkemesi olarak görülmüş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre kararı temyiz eden davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararı temyiz eden davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmediğine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.