Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/24129 E. 2018/9208 K. 10.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/24129
KARAR NO : 2018/9208
KARAR TARİHİ : 10.10.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı alacaklının eski adresinde faaliyet gösteren … Mobilyadan sözlü olarak mobilya siparişi verdiğini, karşılığında alacaklı davalının dava konusu senedi aldığını, siparişin ise söz verilen tarihte teslim edilmediğini dolayısıyla senedin bedelsiz kaldığını buna karşın davalının kötü niyetle hakkında takip yaptığını ileri sürerek takibe konu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ürünlerin teslim edildiğini ancak davacının borcunu ödemediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bonoda malen kaydı bulunmakla bu bononun bedelsiz olduğunu ispat yükünün borçlu davacıda olduğu belirtilerek ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı, bedelsiz kalan bono nedeni ile menfi tespit isteminde bulunarak eldeki davayı açmıştır. Davalı, ürünler teslim edildiği için bononun bedelsiz olmadığını savunmuş, mahkemece ispat yükü davacıda olduğundan bahisle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. Davacının, davalıya 15.03.2011 keşide tarihli ve 3.350,00 TL bedelli emre yazılı senedi verdiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu senedin geçerliliği ve buna bağlı ispat yükü noktasında toplanmakta olup, sözleşme tarihinde yürürlükte olan 4077 sayılı Tüketici Yasası kapsamında senedin geçerli olup olmadığı hususu mahkemece tartışılmamıştır. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümü için öncelikle senedin tüketici nezdinde geçerliliği tartışılarak ispat yükü belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm tesis edilmelidir. Hal böyle oluncu, eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler gereği hükmün davacı lehine BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.