Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/2346 E. 2018/10681 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2346
KARAR NO : 2018/10681
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, eşi ve davalının kardeş olduklarını, aradaki kan bağı nedeniyle eşinin davalının kullandığı krediye kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine eşininde içerisinde yer aldığı bir takım kişiler aleyhine icra takibi yapıldığını, eşine yapılan icra takibi nedeniyle davalıya olan borcu kredi kullanarak kendisinin ödediğini, ödediği bedelin kendisine iade edilmediğini, ayrıca defalarca sorunu çözmek için icra takibinin yapıldığı yere gittiğini, masraf yaptığını, borcu ise kredi kullanarak kapattığından kredi faizi ödemek zorunda kaldığını, tüm bu zararlarının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını, başlatılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali, takibin devamı ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının alacağı temlik alan sıfatı ile davalı hakkında başlatılan takiplere devam etme olanağı bulunduğundan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıya ait borcun kendisi tarafından ödendiğini, hem ödenen borç hemde bu borcu kapatmak için kullandığı kredi nedeniyle ödediği faiz ve sorunun çözümü için defalarca icra takibininin yapıldığı yere giderek yapmak zorunda kaldığı masrafların tahsili için icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş, davalı ise davacının borcu alacaklı olan Ziraat Bankasına ödeyerek temlik alan sıfatını kazandığını, dava dışı banka ve davacı arasında temlik sözleşmesininde yapılarak ilgili icra dairesine sunulduğunu, davacının o takibe devam ederek alacağını alma imkanı varken yeni bir takip yaparak alacağını istemesinde menfaati olmadığını, birden fazla mükerrer takip bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemiş, mahkemece ise davacının dava dışı bankaya borcu ödeyerek temlik aldığı, temlik aldığı alacaklar yönünden derdest olan icra takiplerine devam etme olanağı varken yeni takip yapmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki davacı eldeki davada, ödediği bedelin yanı sıra borcu kapatmak için kullandığını iddia ettiği kredi faizi ve yol masraflarını da talep etmiştir. Başka bir deyişle davacı ödediği bedelin yanı sıra eldeki davada diğer zararlarını da talep etmiştir. O halde mahkemece, davacının ayrıca zarar olarak belirttiği faiz masrafı ve yol masrafları yönünden gerekli araştırma ve incelmeyi yaparak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz taleplerinin reddine, 2. bentte açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın davacıya, 27,70 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.