Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/2303 E. 2018/10228 K. 05.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2303
KARAR NO : 2018/10228
KARAR TARİHİ : 05.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki Menfi Tespit ve İstirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı … avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacılar, murisleri … ile davalı banka arasında imzalanan tüketici kredisi sözleşmesi ile kredi kullandırıldığını, murisleri …’un vefatını, davalı banka ve davalı sigorta şirketine bildirdiklerini, ancak bu konuda kendilerine cevap verilmediğinden kredi borcunu ödemeye devam ettiklerini, murise yapılan hayat sigortasına rağmen, davalı bankanın hayat sigortası kapsamında kredi borcunu sigorta şirketinden tahsil etmeyerek kendilerinden ödemeleri aldığını ileri sürerek; davacılardan kendilerinden çekilen krediden borçlu olmadıklarının ve kalan borçtan hayat sigorta poliçesindeki teminat oranında sorumlu olmadıklarının tespitine, aksi halde sigorta teminat poliçesinde yazılı teminatın rizikonun gerçekleşmiş olması nedeni ile ölüm tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan faizi ile, davalı sigorta şirketinden tahsiline ve murisin ölüm tarihinden sonra ödenmiş olan taksitlerin davalı bankadan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; bu kredi ile bağlantılı olarak ilgili sigorta şirketinden 02.10.2012 tarihinde 5 yıllık kredi hayat sigortası düzenlendiğini, ancak vefat ödemesi için talep edilen belgelerin içinde yer alması gereken nüfus kayıt örneği ve ölüm belgesi gönderilmediği için tazminat ödemesi yapılamadığının tespit edildiğini, davacıların kendi eksik işlemleri nedeniyle sigortalıya ait vefat dosyası incelenemediğini ve bu sebeple ödeme yapılamadığını ve davacıların bildirim yükümlülüğünü süresi içerisinde yerine getirmediklerini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın davalı sigorta şirketi yönünden taraf ehliyeti dava şartı yokluğundan HMK 114 ve 115. maddeleri gereğince usulden reddine, davalı banka yönünden kısmen kabulü ile davalı bankanın ilgili konut kredisinden dolayı davacıların bankaya borçlu olmadıklarının tespiti ile fazla ödenen 2.360,16 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacılara miras hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı banka tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacıların murislerinin vefatı üzerine, murisin bankadan kullandığı kredi taksit ödemelerinin sigorta şirketinden tahsil edilememesi sebebiyle, davalı banka tarafından kendilerinden alınan taksitlerin iadesi talebine ilişkindir. Kredi sözleşmesi nedeniyle hayat sigortası yapılmasındaki amaç, banka yönünden kredi borcunun teminat altına alınması olduğu kadar, belli bir prim borcu getirmekle birlikte, sigortalının da bunda menfaatinin olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde, her iki tarafın da hak ve menfaatlerinin gözetilip korunması esas alınmalıdır.
Her ne kadar, mahkemece, murisin kalan tüketici kredisi borcunun hayat sigortası kapsamında sigorta şirketi tarafından ödenmesine ilişkin olarak; sigorta şirketinin husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davalı sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; davacıların murisi ile davalı banka arasında tüketici kredisi ilişkisi vardır ve uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanmaktadır.
Davalı banka yönünden, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davalı sigorta şirketinin de davalı banka ile birlikte sorumlu olduğu kabul edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, davalı sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalı bankanın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalı bankanın temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde davalı bankaya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.