Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/23016 E. 2019/11734 K. 28.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/23016
KARAR NO : 2019/11734
KARAR TARİHİ : 28.11.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 160 tane katılım payı atlatılmış reçeteyi davalı kuruma fatura etmek ve 141 tane reçetenin katılım payını atlatmak için reçete girilip silinmesi nedeniyle taraflar arasındaki 11/11/2013 tarihli protokolün 5.3.15 maddesine aykırı hareket edildiğinden bahisle hakkında uygulanan 76.824,10- TL cezai şart bedeli ve aynı protokolün 4.3.6 maddesi gereğince 7.551,37-TL reçete bedeli olmak üzere talep edilen toplam 84.375,47-TL tutarında davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı hakkında tesis edilen cezai şart ve reçete bedellerinin tahsiline yönelik istemin sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğu gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının talebini içeren davanın kısmen kabulü ile, iş bu davaya konu davalı tarafından davacı hakkında tesis edilen işlemin işlem tesis tarihi itibariyle yerinde olmakla birlikte davacı lehine hükümler içeren 6645 Sayılı Kanun hükümleri nazara alınarak değerlendirme yapılması gerektiği, buna göre yapılan tespit doğrultusunda davacının davalıya 5.107,50-TL cezai şart ile 7.551,37-TL reçete bedeli olmak üzere 12.658,87-TL yönünden borçlu olduğu, fazlaya dair tahakkuk ettirilen 71.716,60-TL cezai şart yönünden borçlu olmadığının tespiti ile davacının hakedişinden yapılan 71.716,60-TL kesintinin kesinti tarihi olan 23/04/2016 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacının sisteme reçete kaydedip sildikten sonra ikinci bir kayıt yapmak suretiyle eczanesine gelen hastalardan katılım payı almadığı dosya kapsamından anlaşılmakla, davalı kurumun bu durumu tespit ettiği tarihte yürürlükte bulunan yasal düzenlemelere ve taraflar arasındaki protokole göre uyguladığı cezai şart ve katılım payı atlatılan reçetelerin bedellerinin tahsiline ilişkin kararı yerindedir. Nitekim yargılama sırasında yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasa’nın geçici 62. maddesi nedeniyle uygulanacak cezai şart bedelinden indirim yapılmış ve her fatura dönemi için brüt asgari ücretin beş katı tutarını geçemeyeceği belirlenmiştir. Hal böyle olunca, dava tarihi itibariyle davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediği, bu nedenle açılan davanın kısmen kabulü nedeniyle davalı aleyhine vekalet ücretine ve diğer yargılama giderlerine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 4 ve 6 nolu bendinin karar metninden çıkartılarak, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.