Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/2286 E. 2018/8324 K. 25.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2286
KARAR NO : 2018/8324
KARAR TARİHİ : 25.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı taraf, davalıya muhtelif türde sebze satmasından dolayı 3.000,00 TL alacaklı olduğunu, ayrıca davalının üçüncü şahıslara olan 5.000,00 TL borcunu da kendisinin ödediğini, davalının kendisine olan toplam 8.000,00 TL borcunu ödemediği gibi icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece verilen önceki kararda davacının 3.000,00 TL alacağının belge ile ispatlandığı, 5.000,00 TL’ye yönelik talebinin ise kanıtlanamadığı kabul edilerek, itirazın 3.000,00 TL için iptaline, geri kalan kısım için takibin kaldığı yerden devamınına karar verilmiş, hükmün davalı tarafça temyizi sonucunda dairemizin 29/06/2015 tarih 2014/25301 esas 2015/22278 karar sayılı ilamıyla hükmün kendi içinde ve gerekçe ile çelişkili olması sebebiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulmuş olmasına rağmen tekrar aynı şekilde hüküm kurulmuş ancak sonradan talep üzerine 28/12/2015 tarihli kararla söz konusu çelişki maddi hata kabul edilerek hüküm sonucunun “…iş bu 3.000,00 TL alacak için takibin kaldığı yerden devamına…” şeklinde tahsisine karar verilmiştir.
HMK m. 305/2 hükümüne göre hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.
1-Mahkemece, daha önce verilen hüküm dairemizin 29/06/2015 tarih 2014/25301 esas 2015/22278 karar sayılı ilamıyla usulden bozulduğu, mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozmadan önceki hükmün aynen korunduğu ve bozma gereği yerine getirilmediği gibi hükmün tashih yoluyla düzeltilmek istendiği anlaşılmaktadır. Hüküm verildikten sonra hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile değiştirilemeyeceği yasa gereği (HMK m.305) olduğu halde bu yola başvurulması doğru görülmediğinden bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıdaki bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.