Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/22757 E. 2019/3321 K. 14.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/22757
KARAR NO : 2019/3321
KARAR TARİHİ : 14.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, kuyumculuk işi ile uğraşan davalılardan 07/06/2010 tarihinde 19 adet cumhuriyet altını ve 1 adet çeyrek altın aldığını ve karşılığında 7.947,00 TL ödediğini, davalıların altınları daha sonra vereceği konusunda anlaştıklarını ve kendi el yazıları ile imzalı kartvizit verdiklerini, aradan geçen 4 yıllık zaman zarfında altınları vermediklerini daha sonra da kuyumcu dükkanını kapattıklarını, şikayeti üzerine yapılan soruşturma sonrasında davalılar hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, kartvizitleri dayanak alarak Elazığ 1. İcra Müdürlüğünün 2013/4159 esas sayılı dosyası ile takip talebinde bulunduğunu, davalıların takibe yaptıkları itiraz nedeniyle takibin durduğunu, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini istemiş, 10/12/2015 tarihli duruşmada da talebinin sadece 19 adet cumhuriyet altını olduğunu dava dilekçesinde geçen çeyrek altının sehven yazıldığını bildirmiştir.
Davalılar davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile kuyumcu olan davalılardan 07/06/2010 tarihinde 7.947,00 TL para karşılığında 19 adet Cumhuriyet altını aldığını, altınların daha sonra verileceğinin kararlaştırıldığı ve karşılığında da kendisine kartvizit verildiğini, ancak aradan zaman geçmesine rağmen ödenmediği gerekçesi ile başlattığı takibe yapılan itirazın iptalini istemiş, davalılar ise davalı …’ın, diğer davalı …’ın babası olduğunu, … Kuyumculuk isimli işyeri ile herhangi bir bağı ve ilişkisinin bulunmadığını, davanın … yönünden husumet nedeniyle reddini , kartvizitte belirtilen altınları 10 adet, 5 adet ve 4 adet şeklinde davacı tarafa verildiğini, davacının soruşturma dosyasındaki ifadesinde 10 adet altını aldığını 9‘unun kaldığını söylediğini ve çelişkili beyanda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davalılar dava konusu cumhuriyet altınlarını aldıklarını kabul edip zaman zaman ödediklerini beyan ettiklerine göre ispat yükü davalılardadır. Dosya kapsamından; davacının davalılar hakkında Elazığ C.Başsavcılığının 2013/4797 soruşturma sayılı dosyası ile Güveni Kötüye Kullanma, Dolandırıcılık suçundan suç duyurusunda bulunduğu soruşturma sonunda şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, kararın kesinleştiği, davacının 25/02/2013 tarihli emniyette verdiği ifadesinde davalıların 10 adet cumhuriyet altınını kendisine verdiğini 9 adet cumhuriyet altınını vermediğini beyan ettiği görülmüştür. Mahkemece, ödenmeyen 9 adet cumhuriyet altını yönünden ispat yükünün davalılarda olduğu kabul edilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, ispat yükü ters çevrilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.