Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/22667 E. 2019/3320 K. 14.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/22667
KARAR NO : 2019/3320
KARAR TARİHİ : 14.03.2019

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı banka, davalı ile aralarında taşıt kredisi sözleşmesi ve rehin sözleşmesi imzalandığını, taşıt kredisine konu proton marka aracın … Bölge bayisi … Kollektif Şirketinden satın alındığını, … Kollektif Şirketine haciz yazıları gelmesi üzerine, davalının kredisini incelemeye aldığını ve kredinin alımında usulsüzlükler olduğunu tespit ettiğini, bununla ilgili kefil … Kollektif Şirketi ortağı … ve davalı … ile diğer ilgililer hakkında banka ve diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadı ile organize suç örgütü oluşturarak resmi ve özel evrakta sahtekarlık yapmak suretiyle dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunarak davalı hakkında … 4. İcra Müdürlüğünün 2007/9244 esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının temerrüt koşulları oluşmadığı gerekçesi ile takibe tümüyle itiraz ettiğini belirterek haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki davayla, davalının sahte evraklarla kredi kullandığından bahisle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı banka ile davalı arasında imzalanan sözleşme gereği davalıya 22/06/2007 tarihinde 36 ay vadeli, aylık %1,30, yıllık, %19,20 akdi faiz oranı üzerinden 1.162,92 TL taksit ödemeli, 30.000,00 TL tutarında Taşıt kredisi kullandırıldığı, vade sonu itibariyle toplam ödeme tutarının 41.828,88 TL olacağı, mülkiyeti davalıya ait 2008 model Proton marka araç üzerine bankanın … şubesi adına 12/11/2007 tarihinde bankaya karşı tüm doğmuş ve doğacak borçlarına karşılık 30.000,00 TL tutar üzerinden rehnedildiği, bankanın muacceliyet ve kat ihtarı çekmeden doğrudan icra takibine geçtiği, davalının icra takip tarihi olan 27/11/2007 tarihi itibariyle vadesi geçen taksitinin bulunmadığı, icra takip tarihine kadar davalı tarafından taksitlerin düzenli ödendiği, buna rağmen bankanın krediyi sonlandırma gerekçesini de içerecek kat ihtarını çekmeden doğrudan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçtiği bildirdiğinden davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık hile nedeniyle sözleşme bedelinin iadesine ilişkindir. Dosya arasında bulunan … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/115E, 2014/477 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; katılanların … vd kişiler, sanıkların ise … İlgen ve diğer kişiler olduğu, Resmi Belgede Sahtecilik, Banka veya Kredi Kurumlarınca Tahsis Edilmemesi Gereken Krediyi Sağlamak Amacıyla Dolandırıcılık nedeniyle kamu davası açıldığı, yargılama sonunda sanık …’in …’a karşı tahsis edilmemesi gereken kredinin tahsisi suretiyle dolandırıcılık suçundan neticeten 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 682.617,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve yine sanık … İlgen’in …’a yönelik sahtecilik suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen kararın henüz Yargıtayda temyiz incelemesinde olduğundan kesinleşmediği, aynı suç nedeniyle davalı … … hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle de Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği ve kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Söz konusu … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyası gözetildiğinde kredi tahsisinde hilenin bulunduğu kabul edilmelidir. O halde mahkemece; dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 28.maddesi gereğince ‘Diğer tarafın hilesiyle akit icrasına mecbur olan tarafın hatası esaslı olmasa bile o akit ile ilzam olunmaz. Üçüncü bir şahsın hilesine düçar olan tarafın yaptığı akit lüzum ifade eder. Şu kadar ki diğer taraf bu hileye vakıf bulunur veya vakıf olması lazım gelirse, o akit lazım olmaz’ ve 31. maddesi gereğince ‘Hata veya hile ile haleldar olan yahut ikrah ile yapılan akit ile mülzem olmayan taraf bu akdi ifa etmemek hakkındaki kararını diğer tarafa beyan yahut verdiği şeyi istirdat etmeksizin bir seneyi geçirir ise, akde icazet verilmiş nazariyle bakılır. Bu mehil, hata veya hilenin anlaşıldığı veya korkunun zail olduğu tarihten itibaren cereyan eder. Hile ile haleldar olmuş yahut ikrah ile yapılmış olan bir akde icazet, zarar ve ziyan talebinden feragati istilzam etmez.’ hükümleri gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte bozma sebebine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.