Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/21934 E. 2019/3982 K. 26.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/21934
KARAR NO : 2019/3982
KARAR TARİHİ : 26.03.2019

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, 17.05.2011 tarihinde davalılardan … Otomotiv Paz. San. ve Tic. A.Ş.’den diğer davalının ithalatçısı olduğu dava konusu otomobili satın almış olduğunu, dava konusu aracın teslim alındığı günden itibaren ondan fazla defa servise götürülmek zorunda kalındığını ileri sürerek, halihazırda gizli ayıplı olan dava konusu aracın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, ilk derece yargılama makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçeleri ile usuli ve esasa dair sebeplere dayanarak davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine; 2.000,00.-TL’nin dava tarihinden geçerli yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davanın taraflarınca temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, dosya kapsamında görüşüne başvurulan bilirkişilerin dosyaya kazandırmış oldukları raporlara da dayanılmak suretiyle ve dava konusu arızaların üretim kaynaklı olup garanti süresi içinde meydana geldiği, zamanaşımı söz konusu olmadığı, yapılan bedelsiz onarım ile arızaların giderildiğinden aracın misli ile değiştirilmesi şartlarının oluşmadığı, aracın marka ve modeli, satın alma değeri, ortaya çıkan arızaların niteliği ve onarım şekli dikkate alınarak araçta 2.000,00-TL. değer kaybı meydana geldiği yönünde görüş bildirildiği bilirkişi heyetinin raporunun, denetime elverişli olduğu, ihtilaflı konuları değerlendirir mahiyette olması nedeniyle hükme dayanak yapılmasının uygun olacağı kanaatine varıldığı davacı her ne kadar dava dilekçesinde ayıplı aracın ayıpsız misli bir araç ile değişimini talep etmiş ise de çoğun içinde azı var ilkesi (HMK 26/1 maddesi) uyarınca, davacının araçta oluşan değer kaybını isteyebileceği, bilirkişi heyetinin hesapladığı 2.000,00 TL. değer kaybının dava tarihinden itibaren geçerli yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile yukarıda yazılı hükmün kurulması cihetine gidilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Gerek 6502 sayılı yasa 11/3. maddesi hükmü “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi ve gerekse Türk Borçlar Kanunu’nun 227/4. maddesi hükmü “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” düzenlemesi ile kanun koyucu temel hukuk prensibi olarak iyiniyet kurallarının hayata geçirilmesini hedeflemekte ve her ne kadar seçimlik hakları yasa ile sayılmış ve bu seçimlik hakların içerisinde herhangi birini tercih etme bakımından tüketici serbest bırakılmış ise de, bunun sınırı olarak iyiniyet kuralları ve tarafların hak ve menfaatler dengesi nazara alınmak suretiyle sözleşmenin ayakta tutulması sağlanırken varlığı tespit ve kabul edilen ayıp nedeniyle tüketicinin bir kayıp veya zarara uğramasının da önüne geçilmesi hedeflenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında; somut olay değerlendirildiğinde, ilk derece yargılama makamınca dava konusu otomobilin ayıplı olduğu kabulü yapılmış ve bu ayıp nedeniyle 2.000,00.-TL değer kaybı şeklinde oluşan maddi zararın tazmini hüküm altına alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği tefhim edilmiştir. Ancak, yukarıda açıklanan kanun madadelerine göre, ürünün ayıpsız misli ile değişimi yerine ayıp nedeniyle ortaya çıkmış bulunan değer kaybına hükmedilmek suretiyle esasında davacının talebi hakkaniyet gereği değiştirilmek suretiyle kabul edilmiş olmasına rağmen yanlış olarak, bu “kabulü” bir “kısmi kabul” olarak değerlendirmek suretiyle hükmün ferileri niteliğindeki yargılama giderlerinin de bu “kısmi kabul” mantığına uygun olarak oluşturulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK.nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL’ye çıkarılmıştır. Anılan yasada derdest davalar yönünden ne şekilde uygulanacağı yönünde açık bir uygulama hükmü bulunmamakta ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.2.2005 gün ve esas 2005/13-32, karar 2005/85 sayılı kararı uyarınca yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay daireleri ya da Hukuk Genel Kurulunca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi durumunda temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı belirtilmiştir. Davalılar tarafından temyiz edilen bölüm karar tarihi itibariyle 2.190,00 TL’yi geçmediğinden HUMK.nun 5219 sayılı yasa ile değiştirilen 427. maddesinin 2.fıkrası gereğince davalıların temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2.bent gereğince davalıların temyiz dilekçelerinin REDDİNE, peşin alınan 34,16 TL harcın davalı … Otomotiv paz. San. A.Ş.’ye 137,00 TL harcında davalı … Oto. San. A.Ş’ye iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.