Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/218 E. 2019/256 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/218
KARAR NO : 2019/256
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı hakkında zaman aşımına uğrayan 75.000,00 TL bedelli ve davalı tarafından keşide edilen senede dayalı olarak ilamsız icra takibi başlattığını, ancak davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini, davalının sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca uyarınca bakiye 25.000,00 TL borçtan sorumlu olduğunu ileri sürerek; itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiş, 14.10.2013 tarihli dilekçesi ile dava konusunu ve hukuki dayanağını ıslah ettiğini, taraflar arasında alacak borç ilişkisi bulunduğunu, takip dayanağı bono yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu ifade etmiştir.
Davalı,davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalının … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2011/4106 E sayılı dosyasına yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 25.000,00 TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, 25.000,00 TL asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, zaman aşımına uğramış senede dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/3. maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Anılan yasa hükümleri gereği, davacı, davalı ile aralarında alacak borç ilişkisi olduğunu ileri sürmüş olup, tarafların tacir olduklarına dair dosyada bir delil de bulunmadığından davaya bakmaya görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her safhasında ve re’sen nazara alınmalıdır. Hal böyle olunca, mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.