Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/20569 E. 2018/8299 K. 25.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/20569
KARAR NO : 2018/8299
KARAR TARİHİ : 25.09.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki ayıplı ürün davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı taraftan 30.01.2015 tarihinde ikinci el olarak bir otomobil almış olduğunu, daha sonra aracın muayenesinde aracın kilometre saati ile oynanmış olunduğunun ortaya çıktığını, aracın bu haliyle gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek sözleşmeden dönmek suretiyle … olduğu bedelin iadesini talep etmiş, daha sonra 08.12.2015 tarihli celsede 7.000,00.-TL maddi ve 3.000.00.-TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı usulü itirazları yanında aracın kendi eline geçtiğinde var olan kilometresi ile davacıya teslim edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 1.464,87 TL onarım ve 2.500,00TL değer kaybı olmak üzere toplam 3.964,87 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine, karar verilmiş; hüküm, davanın taraflarınca temyiz edilmiştir.
1-Davacı ilk derece yargılama makamına sunmuş olduğu dava dilekçesi sonuç bölümünde ayıplı olan aracın iadesi ile ödenmiş olan bedelin istirdatını talep etmiş, dilekçenin devamında ikinci bir talep olarak 10.000,00.-TL maddi manevi tazminat talebinde bulunmuş ve duruşmada bu talebinin 7.000,00.-TL’sinin maddi tazminat, 3.000,00.-TL’sinin manevi tazminat talebi olduğunu ifade etmiş; Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aracın onarım bedeli ile değer kaybının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine; HMK’nın 26/1. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” ve yine Hâkimin davayı aydınlatma ödevi başlıklı HMK’nın 31/1. maddesinde “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” düzenlemesi mevcuttur. HMK 119/ğ. maddesinde de talep sonucunun açık bir şekilde yazılması gerektiğine değinilmiştir. Söz konusu düzenlemelere göre, hakim tarafından öncelikle tüketici olan davacının seçimlik haklarından hangisi tercih ettiği sorulmak suretiyle talep sonucu açıklattırılmalıdır. Mahkemece, talep sonucu açıklatılmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.