YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/20114
KARAR NO : 2018/6173
KARAR TARİHİ : 24.05.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile 24.07.2005 tarihinde devre tatil sözleşmesi yapıldığını, davalının yıllık bakım aidatının ödenmediğini tahsili için yapılan takibe de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 20 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşmenin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasındaki sözleşmede, devre tatil sahiplerinin devre tatil ve ana taşınmazın genel giderlerinin karşılanması için takvim yılı içinde bakım aidatını ödemekle yükümlü olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, alacağın dayanağını teşkil eden 24/07/2005 tarihli devre tatil sözleşmesinin ayrılmaz parçası olduğu belirtilen yönetmelik 14. Maddede ” ödemeyi yapmayan devre tatil sahibinin devre tatilden istifade hakkı ödemezlik defi sonucu engellenir. Bakım aidatı üst üste iki yıl ödemeyen devre tatil hakkı sahibinin sözleşmesi işletici şirket tarafından tek taraflı olarak feshedilebilir ” hükmünün bulunduğu bu yönetmelik hükmü incelendiğinde bakım aidatı ödememenin yaptırımının devre tatilden istifade hakkının engellenmesi ve sözleşmenin feshedilmesi olduğu anlaşıldığından davacının alacak talebinin reddedildiği açıklanmıştır.
Devre tatil sözleşmeleri 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında düzenlenmiş olup, kamu düzeni ile ilgilidir. Kaldı ki, devre tatil sözleşmeleri iki taraflı sözleşmeler olup, her iki tarafa da edimler yüklemiştir. Bu nevi sözleşmelerin karşı taraf temerrüde düşürülmeden tek taraflı olarak askıya alınması veya feshi mümkün değildir.
Öte yandan, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 6/B maddesinde devret tatilin tanımı yapılmış olup, 13.6.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Devre Tatil Sözleşmeleri Hakkında Yönetmelik’in 5.maddesinde de, devre tatil sözleşmelerinde yazılması zorunlu olan hususlar açıkta belirtilmiştir. Anılan Yönetmeliğin 5/h maddesinde; “sözleşme konusu hakkın kullanılması karşılığı olarak tüketici tarafından ödenecek bedel, ortak tesislerin ve hizmetlerin kullanımı için ödenecek bedel, vergi, harç gibi zorunlu yasal giderler ve genel idari masrafların ne şekilde hesaplanacağına ilişkin açıklamalar”ın sözleşmede yazılı olarak yer alması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Bu yasal düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı gibi, tüketicinin, devre tatil hakkının kullanması karşılığı tesislerin ve hizmetlerin kullanımı için ve yine genel idari masraflar için bir bedel ödeyeceği hususunda bir duraksama olmamalıdır. Ne var ki, bu aidat ve genel idari masrafların ne şekilde hesaplanacağına ilişkin açıklamaların da sözleşmede yer alması zorunludur.
O halde mahkemece, davacı tarafa aidat bedellerinin ödenmemesi durumunda fesih hakkını kullanmaya zorlanması mümkün olmadığı gibi, davacı tarafça belirlenen aidat tutarının, tek taraflı olarak yapılan bu belirlemenin sözleşme hükümlerine ve iyiniyet kurallarına uygun olarak belirlenip belirlenmediği de araştırılmalıdır. Bu amaçla davacının tatil köyüne ait defter ve kayıtları üzerinde ve mahallinde inceleme yaptırılarak, davalının katılması gereken ve gerçekten yapıldığı belirlenen masraf kalemlerine göre, mevcut giderlerinin piyasa rayiç ve koşullarına uygun olup olmadığı araştırılarak karar verilmelidir. Bu yönde bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1.bent gereğince temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2. Bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.