Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/19540 E. 2019/9582 K. 09.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/19540
KARAR NO : 2019/9582
KARAR TARİHİ : 09.10.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı bankadan aldığı maaşına, kullandığı kredi borcu nedeniyle bloke konulup kesinti yapıldığını, bankanın bu haksız uygulaması nedeniyle başkaca devam eden borçların ödenmesinde temerrüde düştüğünü, bunların artarak devam ettiğini, bankaca bu yönde işlem yapılmamış olsaydı söz konusu borçlanmaların yaşanmayacağını ileri sürerek; uğranılan zararına karşılık fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak suretiyle 5.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kullanılan tüketici kredisi ve kredi kartı borçları nedeniyle maaş hesabına konulan blokeden kaynaklı uğranılan zararın tazmini isteğine ilişkindir. Mahkemece, 17.12.2015 tarihli 2. oturumda davaya tüketici sıfatıyla bakılmasına karar verilmiş, bir sonraki oturumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın bankacılık işleminden kaynaklandığı belirlemesi yapılarak, davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmiş ve dosya bu şekilde karara çıkarılmıştır.
Bilindiği üzere, görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, resen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak olmaz. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda; davalı banka, ticari amaçla hizmet sunan tüzel kişi olup bu hukuki işlem içerisinde davacı, kullanılan tüketici kredisi ve kredi kartı nedeniyle tüketici konumundadır. Bu nedenle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Mahkemenin görevi hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflar bu hususu ileri sürmese bile bunun mahkemece re’sen nazara alınması gerekir. O halde mahkemece, davaya Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmek suretiyle uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın Ticaret Mahkemesi sıfatıyla olarak görülmüş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre kararı temyiz eden davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.