Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/19435 E. 2019/7112 K. 12.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/19435
KARAR NO : 2019/7112
KARAR TARİHİ : 12.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafındana ve davalılardan … ile … avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, hukuki danışma için, davalılardan …’e tanıdığı avukat olup olmadığını sorduğunu, bunun üzerine, davalı …’in kendisini, diğer davalı olan avukatlarla tanıştırdığını, davalı avukatların davayı açmayı kabul ettiklerini, kendisinden, vekaletname ve parasını aldıklarını ancak davayı geç açtıklarını, davalılardan …’in yalan beyanlarda bulunarak avukatlara yardımcı olmaya çalıştığını, kendisinin maddi ve manevi olarak yıprandığını belirterek 6.000,00- TL maddi, 12.000,00- TL manevi olmak üzere toplam 18.000,00- TL tazinatın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ‘…avukat olan bir kısım davalılara davacının 05/09/2012 tarihinde vekalet verdiği, 25/10/2012 tarihinde 1.000,00- TL ödemede bulunduğu, buna rağmen avukat olan davalıların 24/04/2013 tarihine kadar tespit talep etmedikleri görülmüştür. Davalılar … ve … avukat olup, kendilerine vekalet verilmesi halinde mesleklerinin gereği olarak, kişilerin haklarını yasalar çerçevesinde korumak görevini üzerlerine aldıkları, buna göre davacının belirli bir ücret de yatırmış olması göz önüne alındığında vekaletnamenin düzenlendiği ve 1.000,00- tl ücretin ödendiği tarih ile tespit talep edilen tarih arasında uzunca bir sürenin geçtiği, bu sürenin vekillerin iş yoğunluğu gibi bir sebeple işlem yapamadıklarını gerekçe gösterecek nitelikte makul bir süre de olmadığı, buna göre avukat olan davalıların etik olarak özen yükümlülüğüne aykırı davrandıkları, aradan geçen sürede davacının verdiği vekaletname gereğince işlem yapılmaması sebebiyle kaygı duyduğu ve bu kaygı neticesinde de adli ve idari makamlara bir çok kez başvuruda bulunduğu, yapılan başvuruların çokluğu da dikkate alındığında davacının söz konusu olay nedeniyle kişilik haklarının zedelendiği davacının istemine uygun olarak vekalet akdinin gereği olarak süresinde avukat olan davalılar tarafından adli makamlara başvurulması ve işlemin takip edilmesinin zorunlu olduğu, sonucun davacının lehine ya da aleyhine olmasının davalıların başvuruyu geç yapmalarına mazeret teşkil etmeyeceği anlaşılmakla davalılar … ve … yönünden davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabul kısmen reddi ile 10.000,00- TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan tahsiline… davalı … aleyhine manevi tazminata hükmedilmesini gerektirecek nitelikte olmadığı, zira günlük hayatta herkesin belli konularda yakınlarına, arkadaşlarına tavsiyede bulunmasının mümkün olduğu anlaşılmakla bu davalı yönünden manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine, buna göre; 10.000,00- TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, davacının davalılardan maddi tazminat taleplerinin reddine, davacının davalılardan … yönünden manevi tazminat talebinin de reddine”, şeklinde karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalılardan davalı … ve … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, temyiz eden bir kısım davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-Davacı eldeki dava ile, davalıların yapmış olduğu işlemler nedeniyle uğradığı zararlarının tazmini istemiştir. Mahkemece, bir kısım davalılar yönünden davanın manevi tazminat istemi için kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Somut olayda, davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece, manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin bütünüyle reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacının tüm, bir kısım davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, 126,45 TL harcın davacıya iadesine, peşin alınan 170,85 TL harcın istek halinde davalılardan … ve …’na iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.