Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/19286 E. 2019/12284 K. 09.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/19286
KARAR NO : 2019/12284
KARAR TARİHİ : 09.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar … avukatınca ve … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacılar vekili, davacıların, davalılardan arsa maliki …adına kayıtlı … Mahallesinde kain 441 ada, 50 parselde kaytılı taşınmaz üzerinde diğer davalılar olan yükleniciler … ve … tarafından inşa olununan apartmanda bağımsız bölüm malikleri olduğunu, oturma ruhsatlarının bu güne kadar davalı arsa maliki …ve davalı yükleniciler … ve …’ın yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için çıkarılamadığını, davacıların satın almış oldukları bağımsız bölümlerin ayıplı olduğunu Belediyeye oturma ruhsatı almak üzere müracaat ettiklerinde öğrendiklerini, davacıların adlarına olan bağımsız bölümlerin mevcut ayıplar nedeniyle piyasa değeri altında satılması sebebiyle davacıların zararı bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydı ile davacıların maliki oldukları bağımsız her bölüm için 4.000,00 TL olmak üzere toplamda 48.000,00 TL tazminatin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, dava ve talep etmiş olup, bilahare sunduğu 14.07.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini toplam 97.500,00 TL olarak arttırmıştır.
Davalılar, davanın reddinin gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı … … ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; dava dilekçesinde, Tüketici Mahkemesi sıfatı başlığı ile Asliye Hukuk Mahkemesi ne davanın açıldığı, ancak mahkemece düzenlenmiş olan 17.04.2012 tarihli tensip zaptının 12. maddesinde davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlığın incelenmesinde davacının dava konusu etmiş olduğu tazminat istemlerinin tüketici tarafından davalılardan satın alınmış olunan ürün ve hizmetlere ilişkin olduğu anlaşıldığından ihtilafın 4077 Sayılı Yasa çerçevesinde çözümü gerekir. 4077 Sayılı Yasa’nın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Bu durumda mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Dava dilekçesinin incelenmesinde, 12 davacı adına dava açılmış olup, mahkeme karar başlığında 13 davacı mevcuttur. bu durumda davacı sayısının kaç kişi olduğu hususu anlaşılamamaktadır. Mahkemece de, bu husus açıklanmamıştır.
Somut olayda, infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken, yukarıda bahsedilen husus hakkında çelişki oluşturacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre, temyiz eden davalılar … … ve …’ın temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenle davalılar … … ve …’ın temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan 820,00 TL harcın davalı …’e peşin alınan 846,00 TL harcın …’a iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.