Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/19074 E. 2017/10151 K. 25.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/19074
KARAR NO : 2017/10151
KARAR TARİHİ : 25.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat … ile davalı vekili avukat … … gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, emlakçılık işi ile uğraştığını, davalı ile aralarında davalıya ait bir takım parsellerin satışı için komisyonculuk sözleşmesi imzalandığını, kendisinin bu sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirdiğini, parsellerin değerini tespit ettirip davalıya alıcılar bulduğunu, bu alıcıları davalının eşi ile bir araya getirdiğini ancak davalının her defasında fiyatı yükselterek alıcıların vazgeçmesine neden olduğunu, sonrasında alıcılarla kendisini aradan çıkartarak irtibata geçmeye çalıştığını, bu hususta davalının eşi ile alıcılar arasındaki elektronik postalar ile davalının eşinin kendisine yolladığı cep telefonu mesajlarının delil teşkil ettiğini, bu olaylardan sonra davalıya ihtar yollayarak sözleşmedeki ceza-i şartı talep ettiğini bunun üzerine davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.200,000,00 TL ceza-i şartın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının edimlerini yerine getirmediğini, kendisine ciddi bir alıcı bulamadığını sözleşmenin bu şekilde sona erdiğini ve haklı olarak sözleşmenin feshedildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan …’ ne göre hesaplanan 59.950,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde 82.650,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki bahsedilen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan “82.650,00 TL” sözcüklerinin hükümden çıkartılarak yerine “59.950,00 TL” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.