Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/18963 E. 2019/1189 K. 05.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18963
KARAR NO : 2019/1189
KARAR TARİHİ : 05.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, borçlu davalı ile arasındaki süt alım satımından kaynaklanan ilişkiye dayalı hesap bakiyesinin 2.389,39 TL alacak mevcudiyeti ile davalının temerrüte düştüğü tarihten itibaren avans faizi oranında faiz işletilmesi sonucunda alacak toplamının 2.424,77 TL olduğunu ve icra takibi başlattığını ancak davalı tarafından takibe itiraz edilmesi sebebiyle itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, geçimini tarım ve hayvancılıkla sağladığını ve tacir olmadığını, tek taraflı olarak düzenlenen, kendisinin imzasının olmadığı hesap kesim raporu başlıklı belgenini delil değerinin olmadığını, bu tarz satımlarda asıl olan alışverişin peşin olduğu, aksi durumun yazılı belge ile ispatının gerektiği, ayrıca temerrüte düşmediği, faizin de yerinde olmadığı savunmalarıyla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, … İcra Müdürlüğünün 2014/779 esas sayılı icra takip dosyasında davalı …’ün yaptığı itirazın iptali ile davalı hakkında takibin devamına, asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında cari hesap sözleşmesi uygulaması bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda herkes verdiğini ve alacaklı olduğunu ispatlamak durumundadır. Davacı tacir olduğundan, defterine yazılı miktar kendi lehine delil teşkil etmez. Çünkü, davalı taraf davacının ticari defterlerine münhasıran dayanmamıştır. Dosyadaki mevcut delil durumuna göre değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece davacının defterine dayanılarak yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.