Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/18909 E. 2018/8219 K. 20.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18909
KARAR NO : 2018/8219
KARAR TARİHİ : 20.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat … geldi. Davacı tarafından gelen olmadığından duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, Ekim 2004 tarihinden itibaren davalıya ait … plakalı ticari araçta şoför olarak çalışmaya başladığını, iş akdinin 09.08.2012 tarihinde sebepsiz ve haksız yere feshedildiğini, almış olduğu son ücretin aylık net 2.500,00.-TL olduğunu, ancak sigortasının eksik yapıldığı gibi sigorta primlerinin de asgari ücret üzerinden ödenmiş olduğunu, çalışmış olduğu sürece yıllık izinlerini kullanmadığı gibi ücretinin de kendisine ödenmediğini, son bir yıllık ücretinin asgari ücrete tekabül eden kısmının ödendiğini, bakiyesinin ödenmediğini belirterek 23.600,00.-TL kıdem tazminatı, 6.450,00.-TL ihbar tazminatı, 12.600,00.-TL yıllık izin ücreti, 33.600,00.-TL ücret alacağı olmak üzere toplam 76.250,00.-TL alacağın, kıdem tazminatının akdin feshinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte, ücret alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının 25.08.2003 tarihli kira sözleşmesiyle … plakalı ticari aracını kiraladığını, davacının çalıştığını iddia ettiği dönemlerde başka yerlerde sigortasının olduğunu, bu durumun sigorta kayıtlarından anlaşılabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; toplam 26.432,00.-tl alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının, 13.10.2011 – 06.08.2012 tarihleri arasında davalıya ait ticari araçta şoför olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmenin kim tarafından ve haklı bir nedenle feshedilip feshedilmediği, taraflar arasındaki hizmet akti nedeniyle davalının davacıya karşı borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, davacının çalışması bir yılın altında sürdüğü için kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti isteyemeyeceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne yönelik yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dava, fesih tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanununun 393. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet aktinden kaynaklanmakta olup, 4857 sayılı İş Kanunun 4.maddesinde yer alan açık hüküm nedeni ile taraflar arasındaki akdi ilişkiye İş Kanunu hükümleri uygulanamayacağından, davacı, İş Kanunu’nda düzenlenmiş olan tazminatları isteyemezse de, taraflar arasında Türk Borçlar Kanunu’nun 393 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir hizmet sözleşmesi söz konusu olduğundan, TBK’nunun 431-438. maddelerine dayanarak makul bir tazminat talebinde bulunabilir. Bu nedenle mahkemece, öncelikle iş akdinin feshinin kim tarafından yapıldığı ve feshin haklı olup olmadığı hususu TBK’na göre araştırılıp incelenmeli ve Türk Borçlar Kanununun 432. maddesinde düzenlenmiş olan ‘Belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinin feshinden önce, durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. Hizmet sözleşmesi; bildirimin diğer tarafa ulaşmasından başlayarak, hizmet süresi bir yıla kadar sürmüş olan işçi için iki hafta sonra; bir yıldan beş yıla kadar sürmüş işçi için dört hafta ve beş yıldan fazla sürmüş işçi için altı hafta sonra sona erer. Bu süreler kısaltılamaz; ancak sözleşmeyle artırılabilir. İşveren, fesih bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle hizmet sözleşmesini feshedebilir. Fesih bildirim sürelerinin, her iki taraf için de aynı olması zorunludur; sözleşmede farklı süreler öngörülmüşse, her iki tarafa da en uzun olan fesih bildirim süresi uygulanır. Hizmet sözleşmesinin askıya alındığı hâllerde fesih bildirim süreleri işlemez” hükmü gereğince ihbar tazminatı hakkı yönünden de bir değerlendirme yapılarak ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının 2. bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.