YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18041
KARAR NO : 2019/1067
KARAR TARİHİ : 04.02.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, geçimini çiftçilikle sağladığını, 1939 doğumlu olup, okuma yazmasının olmadığını, davalı banka tarafından aleyhine Denizli 8.İcra Müdürlüğünün 2013/3895 Esas sayılı dosyasında takip konusu senedi kefil sıfatıyla imzalaması nedeniyle takip başlatıldığını ve adına kayıtlı taşınmazların haczedildiğini, davalı bankanın imzasını alırken kendisini kefil olduğu hususunda bilgilendirmediğini, okuma yazması olmadığından attığı imzanın anlam ve sonuçlarını kavrayacak durumda olmadığını, kefil olma iradesi ile kefalet sözleşmesini imzalamadığını beyan ederek kefaletten dolayı davalı bankaya borcu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı,davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacı …’nun (usulüne uygun kefaleti alınmadığından) Denizli 8. İcra Müd. 2013/3895 Esas sayılı icra dosyasından ve dayanağı olan senetten dolayı borcu bulunmadığının tespitine,karar verilmiş; hüküm, davalı tarafca temyiz edilmiştir.
Davacı, eldeki dava ile dava dışı kızı … ile davalı banka arasında imzalanan tarım kredisine ilişkin sözleşmeye kefil olma iradesi olmadığı halde, davalı bankaca kefil olacağına dair bir açıklama yapılmaksızın senet imzalatıldığını beyan ederek bu senede dayanılarak başlatılan takipten borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece bildirilen tanıklar dinlenmiş ve tanık beyanları gereği ”davacının söz konusu kredi nedeniyle sorumlu olacağı yönünde bilgilendirilmediği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, her ne kadar tanık beyanları esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de; senetle ispat zorunluluğunu düzenleyen HMK’nun 200/1.maddesinde, “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davacının müteselsil kefil olarak imzaladığı senet bedeli 30.000,00 TL’dir. Bu yasal düzenleme gereğince, bu senede dayanılarak başlatılan icra takibinden borçlu olmadığının tespitine dair açılan davada davacının iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerekmekte olup, bu hususta tanık dinlenemez ve dinlenen tanık beyanları hükme esas alınamaz. Mahkemece, değinilen bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.