Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/17942 E. 2019/7160 K. 13.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17942
KARAR NO : 2019/7160
KARAR TARİHİ : 13.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; yurt dışında yaşaması nedeniyle eşinin kardeşi olan davalı …’a emeklilik işlemlerini takip etmesi amacıyla vekaletname verdiğini, davalının vekaletname ile yaptığı hiçbir işlemle ilgili kendisine bilgi vermediğini, dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hesabına yatırılan 54.600,00 TL’nin davalı tarafından vekaletnameye dayanarak çekildiğini tesadüfen öğrendiğini, davalının hesabından çektiği parayı kendisine ödemediğini, bunun üzerine davalıyı azlettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 54.600,00 TL‘nin banka hesabından çekildiği 04.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.”
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile, davalıya emeklilik işlemlerinin takip edilmesi için vekalet verdiğini, davalının elindeki vekaletnameye dayanarak dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hesabına yatırılan 54.600,00 TL’yi banka hesabından çektiğini, ancak kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürmüş; davalı ise dava konusu parayı davacının emeklilik işlemlerinin yapılabilmesi için aynı zamanda davacının eşi olan abisinin verdiğini, kendisinin teslim aldığı bu parayı dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun hesabına yatırdığını, ancak kurumun evraklardaki eksiklikler sebebiyle işlemlerin tamamlanamaması nedeniyle parayı iade ettiğini, kendisinin de banka hesabından parayı çekerek, davacının eşine yani abisine ödediğini savunmuştur. Taraflar arasındaki hukuki ilişki vekalet akdinden kaynaklanmaktadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 508. (818 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 392) maddesi hükmünce, vekil yaptığı iş sırasında vekil edeninin üzerine geçen bütün haklarını ödeme, vekil edeninin adına veya yararına yaptığı tüm işlerden dolayı hesap verme zorunluluğundadır. Vekil olan davalının, dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacının banka hesabına yatırıldığı anlaşılan 54.600,00 TL’yi 04.12.2013 tarihinde davacı tarafından verilen vekaletnameye dayanarak banka hesabından çektiği sabit olup, davalı ilgili bedelden sorumludur. Bu nedenle davacının banka hesabından çekilen paranın davacıya ödendiğine ilişkin ispat yükümlülüğü, vekil olan davalıya aittir. Somut olayda davacının açık muvafakati bulunmadığı ve yine taraflar arasında HMK’nun 203/1 maddesinde sayılan akrabalık ilişkisi de olmadığı dikkate alındığında, HMK’nun 200. maddesi gereğince miktar itibari ile de ödemenin ispatında tanık dinlenmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca, vekilin hesap verme yükümlülüğü de gözetilmek suretiyle, davalının diğer tüm delilleri değerlendirilerek, sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.