Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/17120 E. 2018/12150 K. 14.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17120
KARAR NO : 2018/12150
KARAR TARİHİ : 14.12.2018

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, davalı şirketten 22.04.2013 tarihinde satın aldığı balya bağlama makinesinin sürekli arıza yaptığını, birkaç kez servise götürmesine rağmen arızanın giderilmediğini ileri sürerek satış sözleşmesinin iptali ile satış bedeli olarak ödediği 45.000,00 TL’nın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Tüketici Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada davacı, davalı şirketten satın aldığı tarım işinde kullanılan balya bağlama makinesinin ayıplı olduğunu ileri sürerek satış sözleşmesinin iptalini istemiş olup, davacı 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici vasfını taşımamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkların 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı, tüketici yasasında tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, davacı tacir olmadığı gibi eldeki davada Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca, davaya bakmaya Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-3 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.