Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/16917 E. 2019/7076 K. 11.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16917
KARAR NO : 2019/7076
KARAR TARİHİ : 11.06.2019

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı ile davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, … ilçesi, … Mahallesinde 801 ada, 9 parsel üzerinde bulunan ve davalı tarafından yapılan “… Lounge” isimli siteden B3 Blok 78,75m2 (brüt) yüzölçümlü 12. Kat 51 numaralı 1+1 bağımsız bölümü katalogdan görerek inşaat aşamasından iken 12.11.2011 tarih ve 2229 sayılı sözleşme ile satın aldığını, dairenin 09/03/2013 tarihinde teslim edildiğini, tapusunun ise 03/12/2014 tarih ve 38142 yevmiye ile oluşturularak teslim edildiğini, katalogda salon olarak görünen bölümün orta kısmında sütun görünmediği halde daireyi teslim aldığında salonun orta kısmında büyük bir sütun bulunduğunu, 1+1 olan dairenin salon olarak kullanılacak en önemli kısmında baş köşe olarak tabir edilen yerde, mobilyaların yerleşimini önemli düzeyde etkileyecek şekilde sütun bulunması sebebi ile dairenin kullanışlılığının azaldığını, dava konusu dairenin değerinde önemli ölçüde düşüş olduğunu belirterek dava konusu dairede meydana gelen değer azalışının kanun faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş, yargılama sırasında dvaasını ıslah ederek talebini 14.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, ayıp ve eksik bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının anlatmış olduğu durumun açık ayıp niteliğinde olduğunu ve teslimden itibaren 30 gün içinde yapılmış ayıp ihbarı bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne, 6,908,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir.
Davalı, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır.
Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.
Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır.
Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.
Maddeye göre, tüketici kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi (denetimi) yapacak ve bu muayene sonucu, mal yada hizmetle ilgili saptadığı ayıpları, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süreleri içinde, kendisine mal yada hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir; bu bildirim (ayıp ihbarı) ödevi ihmal edildiğinde, tüketici, ayıba dayalı yasal haklarını kaybedecektir. 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 198/2’de) maddesinde ifade edildiği gibi, ayıp ihbarının yapılmaması, tüketicinin ifa konusu mal ya da hizmeti, bulunduğu hal üzere kabul ettiği sonucunu doğuracak ve bu yönde gerçekleşen varsayımın aksi, hiçbir suretle kanıtlanamayacaktır.
Dava konusu bağımsız bölümün satışına dair adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve bağımsız bölümün teslim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve davada uygulanması gereken 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının 12.11.2010 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün davacıya 09.03.2013 tarihinde teslim edildiği ve 30.12.2014 tarihinde de eldeki bu davanın açıldığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve mahkeme gerekçesinde dava konusu B-3 Blok 12.kat 78,75-TL m2, 1+1 dairenin yerleşim planında bina taşıyıcı sistemine ait elemanların ve yine bölücü duvarın gri renkle işaretlenmiş olduğunu ancak bu dokümanda dava konusu olan kolonun bina taşıyıcı gibi gri renkle değil, (salonun ortasında bulunan sehpa ile aynı renk ve dokuda) ahşap renginde işaretlenmiş olduğu ve bu şekilde sanki 3’lü koltuk ve tekli koltuk arası köşede köşe sehpası gibi görüldüğü, satış yapılırken davacıya sunulduğu belirtilen satış kiti içerisinde yer alan satış dokümanlarında dava konusu B-3 Blok 78,75-m2, 1+1 daire yerleşiminin gösterilmemekte olduğu, davalı tarafça sunulan ve B1,B2,B3 Bloklara ait tüm yerleşim planlarının gösterildiği kapsamlı dokümanın ise satış esnasında alıcılara dağıtılan (alıcıların alım kararını verirken kapsamlı biçimde inceleyecekleri) cinsten bir satış dokümanı olmayıp ancak satış temsilcisi tarafından görüşme esnasında gösterilen bir kapsamlı katalog olduğundan satış dokümanı olarak sınıflandırılmayacağı ve ilan ve kataloglarda gösterilenlerle söz konusu durumun tüketiciden hile ile gizlendiği, tüketicinin yanıltılmaya çalışıldığı gerekçesiyle davacının talebi kabul edilmiş ise de; davacının bahsettiği salon ortasında bulunan kolonun davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıptan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 120,00 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.