Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/15711 E. 2019/56 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15711
KARAR NO : 2019/56
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı şirket asıl davada, davalıdan 213.250,00 TL bedelle, şirket işlerinde kullanmak için araç satın aldığını, ancak araca … Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Mali suçlar soruşturma bürosunun soruşturma dosyası kapsamında … 13. Sulh Ceza mahkemesinden alınan karar ile 19.06.2013 tarihinde el konulduğunu, bu sebeple davalıya araç bedeli olarak ödediği 213.250,00 TL ve davacı şirketin çevrede itibarının sarsılması, araç ile işlerini yapamaması,çekilen üzüntü sebebiyle 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 263.250,00 TL’nin araca el konulma tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsilini istemiş olup, davacı ek olarak birleşen davada; aracın alım tarihi olan 10.01.2011 tarihinden, araca el koyma tarihi olan 19.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi olan 83.335,46 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir
Davalı, asıl ve birleşen davanın reddini dilemiştir
Mahkemece, asıl davada bedele yönelik talebin kabulü ile 213.250,00 TL’nin zaptetme tarihi olan 19/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından kararın hüküm kısmında vekalet ücreti hesaplamasında maddi hata yapıldığı belirtilerek düzeltilmesi talep edilmiş olup; mahkemece, verilen 07.04.2016 tarihli ek kararla davacı vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir. Asıl hüküm asıl-birleşen dosya davalısı, ek hüküm ise asıl-birleşen dosya davacısı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl -birleşen dosya davalısının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı el konulan aracın bedelinin tahsili amacıyla eldeki davayı açmış, mahkemece, asıl davada 213.250.00 TL’lik bedele yönelik talebin kabulüne karar verilmiş, kendisini vekil ile temsil ettiren asıl-birleşen dosya davacısı yararına 10.810,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa ki, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13.maddesine göre; “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” Buna göre davacı lehine asıl davada dava değeri üzerinden hesaplanan 18.745,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 10.810,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl-birleşen dosya davalısının tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bent gereğince asıl-birleşen dosya davacısının temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının hüküm başlıklı bölümünün 4. bendinde yer alan “10.810,00 TL vekalet ücretinin” ibaresinin çıkartılmasına, yerine aynen “hesaplanan 18.745,00 TL nispi vekalet ücretinin” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 3.641,77 TL harcın asıl ve birleşen dosya davalısına, 29,20 asıl ve birleşen dosya davacısına iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.