Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/1564 E. 2019/4082 K. 28.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1564
KARAR NO : 2019/4082
KARAR TARİHİ : 28.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı-karşı davalı avukatlar, davalı … S.A. ‘nın vekilleri olduğunu, … 14. İcra Müdürlüğü’nün 2008/12387 esas sayılı dosyasıyla borçlu… A.Ş. aleyhine icra takibi başlattıklarını, borçlunun icra takibinden önce taşınmazını 3. kişiye devrettiğini, bu nedenle haciz işleminin yapılamadığını ve borçlunun da hissesinin bulunduğu başka bir taşınmazına haciz konulduğunu ve borçlunun alacaklı müvekkillerini zarara uğrattığı gerekçesiyle icra ceza mahkemesinde ceza davası açtıklarını, bu konu ile ilgili olarak da davalıyı bilgilendirdiklerini, akabinde hiçbir gerekçe gösterilmeden haksız olarak azledildiklerini ileri sürerek, haksız azil nedeniyle anılan icra ve icra ceza dosyasından hak edilen toplam 59.338,00 TL ‘nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı karşı davacı ise; karşı davada davacı karşı davalı avukatların kendilerini zarara uğrattıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin davacı karşı davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı karşı davacı, karşı davada ise davalı-asıl davacılar davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 45.733,57 TL’nin davalı karşı davacıdan tahsiline, karşı davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı – karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı-karşı davacı şirket, davacı avukatların vekalet ücretinin tahsili amacıyla açmış olduğu davada, davacı avukatlar tarafından 15.05.2008 tarihinde başlatılan 14. İcra Müdürlüğü’nün 2008/12387 esas sayılı dosyasında, borçlunun 08.05.2008 tarihinde adına kayıtlı taşınmazı 3. kişiye devrettiği, yapılan bu devir işleminin mal kaçırmak amacıyla yapılmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, davacı- karşı davalı avukatlar tarafından, borçlunun yapmış olduğu bu devir işlemine karşı tasarrufun iptali davasının açılmadığını, bu hususun da azil nedenleri arasında yer aldığını savumuştur. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda davalı-karşı davacının bu yöndeki savunması hakkında herhangi bir tespitte bulunulmamıştır. O halde mahkemece, konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından hazırlanacak yeni bir rapor ile, davacı-karşı davalı avukatlar tarafından, borçlu şirketin devir işlemine karşı tasarrufun iptali davası açılması halinde ulaşılacak neticenin irdelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususta herhangi bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Davalı-karşı davacı bir başka azil nedeni olarak da, dava dışı borçlu şirket ile davacı-karşı davalı avukatların vekil sıfatıyla imzaladığı 04.02.2008 tarih ve “ödeme protokolü ve beyan” başlıklı belgede anılan çeklere ilişkin olarak kendilerinin bilgisinin olmadığını, bu çeklerle ilgili ihtiyati haciz işlemlerinin yapılmadığını, karşılıksız ise karşılıksız kaşesi vurdurularak karşılıksız çek keşide etmek suçundan şikayette bulunulmadığını savunmuş, davacı karşı davalıların, çeklerin yasal unsurlarını taşımadığı için kambiyo senedi vasfında bulunmadığı, bu nedenle bu çekler hakkında işlem yapılmadığı savunması üzerine ise, çeklerin başından beri davacı- karşı davalıların elinde olduğunu, çekleri görür görmez eksikliği düzelttirmeleri gerektiğini savunmuştur. O halde mahkemece, alınacak yeni bilirkişi raporunda, anılan protokoldeki çeklerle ilgili hususların netleştirilerek, azlin haklı olup olmadığı, davalı-karşı davacının bu çeklerle ilgili bir zararının bulunup bulunmadığı hususunun da irdelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.