Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/14764 E. 2019/5980 K. 09.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14764
KARAR NO : 2019/5980
KARAR TARİHİ : 09.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, … 6. Noterliğinin 02/01/2001 tarihli gayri menkul satış vaadi sözleşmesi ile … ili, … ilçesi, … Köyü 516 parseldeki davalı hissesini satın aldığını ve satış bedelini ödediğini, ancak davalı tarafından tapu devrinin yapılmadığını, daha sonra da açılan ortaklığın giderilmesi davası neticesinde taşınmazın satıldığını ve satış bedelinin davalıya ödendiğini ileri sürerek satış dosyasından davalının tahsil ettiği 29.014,96 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, sözleşme tarihinden itibaren 10 yıl geçtiğinden davanın zamanaşımına uğradığını, davacının en fazla satış vaadi sözleşmesindeki değeri isteyebileceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı, ıslah dilekçesinde talep konusunu değiştirmediği, bu hali ile dava dilekçesindeki taleplere bağlı olarak değerlendirme yapılması gerektiğinden 29.014,96 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki dava ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalıdan hisse satın aldığını ve tapu devri yapılmadan söz konusu taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucu satılıp davalıya ödeme yapıldığını ileri sürerek ortaklığın giderilmesi davası sonucu davalıya ödenen 29.014,96 TL nin davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı, ıslah dilekçesinde talep konusunu değiştirmediği, bu hali ile dava dilekçesindeki taleplere bağlı olarak değerlendirme yapılması gerektiğinden 29.014,96 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu sonrasında davacı rayiç bedel üzerinden davalının hissesine karşılık olmak üzere talebini 56.660,14 TL olarak ıslah etmiş, ancak dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutmamış olması nedeni ile ıslah talebi kabul görmemiştir. Her ne kadar davacı vekili bilahare duruşmada davayı tamamen ıslah ettiklerini bildirmiş ise de, HMK 180. maddesi uyarınca bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermediğinden hiç ıslah yapmamış kabul edilmesi gerekmektedir. O halde Mahkemece, davacı tarafından hiç ıslah yapılmadığı kabul edilerek ve dava dilekçesindeki talep ile bağlı kalınarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.486,51 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 27,70 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.