Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/14537 E. 2017/5179 K. 27.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14537
KARAR NO : 2017/5179
KARAR TARİHİ : 27.04.2017

… vekili avukat… ile 1-…, 2-… Yapı San. Ve Tic.A.Ş. vekili avukat … aralarındaki dava hakkında … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24/12/2014 tarih ve 2014/530-2014/562. sayılı hükmün Dairemizin 11/04/2016 tarih ve 2015/13105/2016/10198 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

KARAR

Davacı, davalı … A.Ş.’den satın aldığı … Evleri Sitesindeki dairenin bedelini davlı bankadan kullanılan konut kredisi ile ödediğini, evin sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim edilmediğini, sözleşmeyi feshettiklerini bildirmelerine rağmen ödediği bedelin iade edilmediği gibi kredi taksitlerini de ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek asıl dava ile dava tarihine kadar ödenen 66.126,56 TL’nin sonrasında verilen ıslah dilekçesi ile talebini artırarak ıslaha kadar ödenmek zorunda kalınan 91.752,42 TL’nin davalılardan tahsilini, birleşen dava ile de asıl davadan ve ıslahtan sonra tedbiren kredi ödemelerinin dava süresince durdurulmaması nedeniyle ödenmek zorunda kalınan bakiye 12.635 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, asıl ve birleşen dosyada davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davacı asıl davada talebini ıslah etsede birleşen dosya ile ayrı dava açıldığı ve bilirkişice kredi miktarı olarak ödenen tutarın 78,761,28 TL olduğu tespit olunduğundan ıslaha gerek olmadığı gerekçesiyle, davanın KABULÜNE dair verilen kararın asıl ve birleşen davacının temyizi üzerine Dairemizin 11.04.2016 tarih ve 2013/13105 Esas 2016/10198 Karar sayılı ilamı ile hükmün ONANMASINA karar verilmiş, bu kez asıl ve birleşen davacı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1-Dava, 4077 sayılı Yasaya dayalı olarak sözleşmenin haklı feshi iddiasıyla, ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.Her ne kadar mahkemece, yalnızca asıl dava VE birleşen dava yönünden tek bir karara hükmedilmiş ise de;HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda, davacı asıl davasını ıslah edip ıslah kapsamı dışında yaptığını iddia ettiği ödemeler için birleşen dava ile ayrı bir talepte bulunduğuna göre, mahkemece her bir dava için ayrı ayrı karar verilmesi gerekir. Mahkemece, her iki dava için ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken asıl ve birleşen dosyalar için tek bir tek bir karar verilmiş olması, yukarda açıklanan ilkeler ışığında HMK’nun 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde usul ve yasaya aykırıdır.Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmeseler dahi re’sen bozmayı gerektirir.
Kararın bu nedenle bozulması gerekirken, sehven onandığı, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, yukarıda açıklanan ve re’sen göz önüne alınan sebeplerle davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama kararının kaldırılarak, mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre asıl ve birleşen davalarda davacının sair karar düzeltme itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 11/04/2016 tarih ve 2015/13105-2016/10198 sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün belirtilen gerekçe ile BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle asıl ve birleşen davalarda davacının sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 27/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.