Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/13919 E. 2019/240 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13919
KARAR NO : 2019/240
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, avukat olduğunu, davalı şirketin de içinde yer aldığı … Grubunda yer alan dava dışı … Elektronik Limited Şirketi ile 1.9.2002 tarihinde avukatlık sözleşmesi imzaladıklarını, davalı şirketin ise 26.11.2002 tarihli vekaletname ile kendisini vekil olarak tayin ettiğini, davalının işleri ile ilgili olarak da bu sözleşmeyi uygulamaya başladıklarını, vekalet ücreti ve masrafların ödenmemesi nedeniyle 16.1.2009 tarihinde tüm şirketlerin vekilliğinden haklı olarak istifa ettiğini, 1.9.2002 tarihli sözleşmenin uygulanarak vekalet ücreti hesabında … Barosu Ücret Tarifesinin esas alınması gerektiğini, davalıya vekaleten takip ettiği dava ve icra takipleri nedeniyle vekalet ücreti ve masraf alacakları bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8624,00 TL alacağın davalıyı temerrüte düşürdüğü 03.12.2008 tarihinden ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, ıslah dilekçesiyle talebini 33.538,75 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı, davacı ile sözleşme imzalamadıklarını, başka bir tüzel kişilik ile imzalanan sözleşmenin taraflar arasında uygulanamayacağını, davacının görevini gereği gibi yapmadığını, dosyaları sürüncemede bırakıp kendilerine bilgi vermediğini kaldı ki masraf ve vekalet ücretinin ödenmekle istifanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, istifanın haklı olduğu ancak taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığının tespiti ile davanın kabulüne, 33.538,75 TL’nin 8.624,00 TL’sinin 03/12/2008 tarihinden, 24.914,75 TL ‘sinin ise ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-6098 sayılı Türk borçlar Kanununun 117. Maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava veya takip tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir. Dava konusu olayda davacı, davalıyı gönderdiği 21.11.2008 tarihli ihtar dilekçesi ile 43.262,75 TL ücret alacağının 7 gün içerisinde ödenmesi hususunda 03.12.2008 tarihinde temerrüte düşürmüş, dava ve ıslah dilekçesi ile de hak edilen ücret alacağı için 03/12/2008 tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiştir. Öyle olunca, mahkemece 33.538,75 TL alacağa temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteğinin kabulüne, mahkeme kararının “hüküm” başlıklı bölümünün 1. fıkrası hükümden çıkartılarak yerine “Davanın KABULÜ ile; 33.538,75 TL’nin 03.12.2008 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” sözlerinin yazılmasına, kararın değiştirilen bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 572,76 TL harcın davacıya, 602,20 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.