Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/13397 E. 2019/6389 K. 21.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13397
KARAR NO : 2019/6389
KARAR TARİHİ : 21.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı üniversiteye satılan mallara karşılık kesilen faturaların karşılığının ödenmemesi nedeni ile 30/10/2013 tarihli ihtarname çekildiğini ve devamında … 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/3830 esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun takip ana para borcunu kabul ettiğini, ancak yasaya aykırı olarak icra ferilerine itiraz ettiğini ve feriler yönünden takibi durdurduğunu, takip miktarı üzerinden hesaplanan 53.782,69 TL vekalet ücreti alacağı ve 16.600,00 TL işlemiş faizin talebi ile iş bu davanın açıldığını, itirazın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, iptali gerektiğini belirterek hak ve talepleri saklı kalmak kaydı ile icra ferileri yönünden duran takibin devamına, davalı kurumun %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesinin istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, … 5. İcra Müdürlüğünün 2014/3830 esas sayılı dosyasında davalı borçlunun 16.600,00 TL işlemiş faiz yönünden itirazının iptaline ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının, davalının ise tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra – inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasını itiraz ile durduran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında kabul edilen alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenle kararın hüküm başlıklı bölümünün 2. fıkrasında geçen “Dava konusu alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine” ibarelerinin çıkartılarak yerine ‘Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine’ cümlesi yazılarak hükmün DÜZELTEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.