Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/13305 E. 2018/12209 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13305
KARAR NO : 2018/12209
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya ait ….. plaka nolu aracı 08/08/2012 tarihinde 25.000 TL karşılığı davalıdan satın aldığını, ancak aracın pertli olduğu beyan edildiğinden bahisle davalının sattığı ayıplı malın karşılığı olan 27.000 TL’nin yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki davayla, satış bedeli ile birlikte toplam zararın 27.000-TL olduğunu beyanla bu bedelin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; aracın mevcut hali ile gizli ayıp niteliğinde olduğu, 05/05/2012 tarihindeki kaza nedeniyle aracın pert total olduğu, sorumluğun ayıplı olarak aracı satan şahısta olduğu için zararın talep edilebileceği, buna göre aracın satış bedelinin emsallerine oranla 25.000- TL olduğu, bu nedenle 25.000-TL nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlıkta sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nun bu konudaki 223. maddesine göre, (818 sayılı BK’nun 198.maddesi) alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. 6098 sayılı TBK.’nun 223. maddesi hükmü ile gizli ayıplar yönünden kendisine yüklenen “derhal ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükü davacıdadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının 08.08.2012 tarihinde satın aracın ayıplı çıkması üzerine eldeki davayı 03.01.2014 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hükümler gözetilerek ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı hususunda bir değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.