Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/12014 E. 2019/6177 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12014
KARAR NO : 2019/6177
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı rektörlüğün açmış olduğu 23.12.2011 tarihli ihale sonrası verilen teklif üzerine ihalenin verildiğini, aralarında 26.01.2012 tarihli sözleşme düzenlendiğini sözleşmeye konu makinenin 08.02.2012 tarihinde fatura ile birlikte davalıya teslim edildiğini, ayrıca 13.02.2012 tarihli muayene komisyon raporu ile de makinenin sağlam olduğunun ve edimini yerine getirdiğinin belirtilmiş bulunmasına rağmen fatura bedelinin ödenmediğini, aradan 1,5 ay kadar süre geçtikten sonra keyfi olarak ihalenin iptal edildiği ve makinenin iade edileceğinin bildirildiğini, fatura bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, 08.02.2012 tarihli faturadan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine … 4. İcra Müdürlüğü’nün 2012/15715 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, ihale ile kazanmış olduğu ürünü davalı kuruma teslim etmesine rağmen fiyatının yüksek olduğu gerekçesiyle ihalenin iptal edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek fatura bedelinin tahsili amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Mahkemece, hükme esas aldığı bilirkişi raporu doğrultusunda davacı-alacaklının davalı-borçluya teslimini yaptığı ve akabinde fatura ettiği cihazın piyasa koşullarında aynı işlevi görebilecek bir cihaz bedelinin yaklaşık 5.000,00 TL civarında olduğu, davacı-alacaklının, davalı-borçluya teslim ettiği cihaz bedeli için kestiği fatura bedelinin davalı-alacaklıyı zorda bıraktırabilecek ve gabin niteliğinde olduğunu davalı-alacaklının İhale Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca cihazı kabul etmeyerek bedelini ödememekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Sözleşmenin gabin (aşırı yararlanma) nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki oransızlığın, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmaya, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış 6098 s. Türk Borçlar Kanunun (TBK) 28. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 21) maddesi ile aynen; “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.
Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.” hükmü getirilmiştir.
O halde, aşırı yararlanmadan (gabinden) söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun gerçekleşmesine bağlıdır.
Somut olayda, ihalenin usulüne uygun, yaklaşık maliyetleri belirlenen ve en avantajlı teklif veren davacının üzerinde kalan ihalede; ihale komisyonunda uzman birimleri bulunan bir üniversitenin tecrübesizliğinden, sorumsuzluğundan bahsedilemeyecektir. Bu durumda, gabinin subjektif şartları oluşmamıştır. Hal böyle olunca, davacının davasının kabulüne karar verilmesine gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.