Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/11868 E. 2019/4726 K. 09.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11868
KARAR NO : 2019/4726
KARAR TARİHİ : 09.04.2019

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı şirket, … İli … İlçesi Akşemsettin Mah. Doğukent Cad. 83. Sok. 37236 Ada 2 Parselde bulunan 5 nolu ters dubleksin 22/01/2008 tarihli daire satış sözleşmesi gereği tapu kaydının davalılardan …’a devredildiğini, davalılar tarafından ödenmesi gereken toplam tutarın 74.500,00 TL olduğunu, sözleşme uyarınca evin bedeli olarak 56.250,00 TL ödemenin şirket hesabına aktarıldığını, ancak farklı tarihlerde ödenmesi gereken bakiye 18.250,00 TL’nin davalılardan tahsil edilemediğini, şirket tarafından bedelin ödenmesi amacıyla gerçekleştirilen tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını belirterek, davalılardan müşterek ve müteselsilen ödenmesi gereken 18.250,00 TL’nin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, 25/04/2007 tarihinde tapuda devri gerçekleşmiş ve resmi şekle uygun yapılmış bir gayrimenkul satışının aksinin ispat edilmesi için de yine aynı şekilde resmi senede ihtiyaç duyulacağını, davacının kötüniyetli olarak ilk yapılan 23/04/2007 tarihli sözleşmenin kaybolduğundan bahisle ve yaptığı inşaata iskan alabilmesi için aralarında yapılan sözleşmeye ihtiyaç duyduğunu söylediğini ve bunun üzerine 22/01/2008 tarihli işbu davaya konu sözleşmeyi her iki davalıya da imzalattırarak davada taraf olarak gösterdiğini belirterek, haksız ve maddi dayanaktan yoksun davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davacı 22/01/2008 tarihli Daire Satış Sözleşmesi gereği tapu kaydının davalılardan …’a devredildiğini ancak bakiye 18.250,00 TL’nin ödenmediğinden ötürü davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; Mahkemece, tapu kaydının incelenmesinde davaya konu bağımsız bölümün 25/04/2007 tarihinde …’a satışının gerçekleştirildiği, dava konusu taşınmazın resmi şekilde tapuda devrinden sonra aynı taşınmaz ile ilgili olarak 22/01/2008 tarihli sözleşme tanzim edilmesinin davalı tarafın cevap dilekçesinde belirttiği gibi davacı tarafın ilk yapılan sözleşmenin kaybolduğundan bahisle iskan alınabilmesi için böyle bir sözleşmeye ihtiyaç duyulduğunu belirtmesi üzerine akdedildiği iddiasını desteklediği, resmi şekilde satılan bir taşınmazın daha sonradan aynı kişiye adi yazılı bir sözleşme ile satılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ayrıca resmi şekilde tapuda yapılmış bir gayrimenkul devrinin aksinin aynı şekilde resmi bir senetle ispatı gerektiği, tapuda satış işleminin yapılmasının taşınmazın satış bedelinin de ödendiği anlamına geleceği kanaatine varıldığından, davacı tarafından … aleyhine açılan davanın esastan, … aleyhine açılan davanın ise husumet yokluğundan reddine karar verilip, hüküm kurulduğu görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan 23/04/2007 ve 22/01/2008 tarihli iki sözleşme adi yazılı şekilde yapılmıştır.Her ne kadar gayrimenkul satışına ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılması gerekli olup, söz konusu sözleşmeler de adi yazılı şekilde yapıldıklarından ötürü gayrimenkul satışları için geçersiz iseler de, dava konusu taşınmazın resmi şekilde tapuda 25/04/2007 tarihinde satışı gerçekleştiğinden ötürü, bahse konu imzalanan adi yazılı sözleşmeler ödeme konusunda geçerli hale gelmişlerdir.Bu durumda söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin resmi şekilde yapılmadığından ötürü geçersizliğinin ileri sürülmesi TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen objektif iyi niyet kurallarına uygun düşmemektedir. Ödeme ile ilgili taksitleri ihtiva eden 2008 tarihli senet değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.