Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/11494 E. 2019/1359 K. 07.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11494
KARAR NO : 2019/1359
KARAR TARİHİ : 07.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı … Belediye Başkanlığından 2011 yılında ihale ile satışa çıkarılan kapalı pazaryerindeki dükkanlardan 10 nolu dükkanı KDV dahil 83.791,80.TL’ye satın aldığını, bedelini Belediye veznesine 18/03/2011 ve 11/04/2011 tarihinde ödediğini, tapusunu alamadığını, 2015 yılı Ocak ayındaki kar yağışıyla kapalı pazarın tamamen çöktüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini, akabinde de söz konusu kapalı pazarın davalı tarafından komple ortadan kaldırıldığını, bedelin de kendisine ödenmediğinden 83.791,80.TL’nin davalıdan tahsiline, alacaklarına dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 83.791,80.TL alacağın dava tarihi olan 18/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki alacak davası ile; davalı belediyeden ihale ile almış olduğu kapalı pazaryerindeki dükkanın yoğun kar yağışı sonucunda çöktüğünü ve sonrasında davalı tarafından tamamen ortadan kaldırıldığını ileri sürerek … olduğu bedelin iadesini istemiş, davalı ise davanın zamanaşımına uğradığını, dükkan bedelini isteyemeyeceğini, taşınmazı yaklaşık 4 yıl boyunca kullandığını, belediyenin kusuru olmadan imkansız hale gelen edimin yerini tutan bir menfaat elde etmediğini, davaya konu dükkanın yerine aynı niteliğe haiz yeni bir dükkan inşaa edildiği takdirde davacı tarafın mülkiyetine geçirileceğinden borç ilişkisinin son bulmadığını bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ‘…dava konusu yerin halen davalının mülkiyetinde olduğu, davacı tarafça 4 yıl boyunca bahse konu dükkan kullanmış ise de davacının bedeli Belediye veznesine 18/03/2011 ve 11/04/2011 tarihinde ödediği, tapusunu alamadığı, tapunun alınamamasında davacıya atfı kabil bir kusurun bulunmadığı, davalının da karşılığında ödenen bedeli bu süre içerisinde kullandığı, tapuda devri yapılmayan dükkanın meydana gelen çökme neticesinde kullanılamaz hale geldiğinin dosya arasında mevcut Değişik İş tespit dosyasında alınan rapor ile tespit edildiği, taraflar arasında yapılan sözleşmenin ifa edilmesinin mümkün olmadığı, davalının üzerine düşen edimi yerine getiremediği, Değişik İş tespit dosyasında alınan rapor uyarınca çökme konusunda idarenin kusurlu bulunduğu anlaşıldığından sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak “yapılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiği kanaati hasıl olduğu…” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde; davacı tarafından açılan bir icra takibi olmadığı, açılan davanın alacak davası olduğu anlaşıldığına göre mahkeme gerekçesindeki ‘sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak yapılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiği kanaati hasıl olduğundan’ ibarelerinin yazılması doğru olmayıp, hükmün gerekçe yönünden bozulması gerekmekte ise de; bu ibarenin gerekçeden çıkartılarak, yerine toplanan tüm delil ve belgelerle davacı davasını ispatladığından, mahkemenin davanın kabulü yönündeki hükmünün soncu itibariyle doğru olduğundan HUMK. 438/son maddesi uyarınca gerekçesi düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.