Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/1097 E. 2018/10460 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1097
KARAR NO : 2018/10460
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-birleşen davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Asıl davada davacı, emlak komisyoncusu olan davalı şirketi maliki olduğu evin satışı hususunda yetkilendirdiğini, evin satışı sonrası satış temsilcisinin kendisine evin 200.00,00 TL’ye satıldığını ve 5.000,00 TL komisyon ücreti kesildiğini söylediğini, ancak sonradan evin 215.000,00 TL’ye satıldığını öğrendiğini ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL alacağın temerrüt tarihi olan 07.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; birleşen davada ise davacı şirket, davalının evinin satışı nedeni ile aralarındaki sözleşme uyarınca ödemesi gereken komisyon ücretine karşılık 5.000,00 TL ödediğini, bakiyesinin ödenmemesi nedeni ile davalı hakkında başlattıkları takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesi istemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalılar davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 10.000,00 TL alacağın 07/04/2011 den itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine ve fazla hakların saklı tutulmasına, birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı/birleşen dava davacısı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl davada davacı, maliki olduğu evin satışına aracılık eden davalı şirketin satış bedelini eksik göstermek sureti ile kendisine satış bedelinin altında ödeme yaptığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş; birleşen davada ise davacı şirket aynı evin satışı nedeni ile ödenmeyen bakiye ücretinin tahsili amacı ile başlattığı takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Mahkemece, asıl davanını kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Borçlar Kanununun 53.maddesi (6098 sayılı BK.nun 74.maddesi) uyarınca hukuk mahkemesi ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de, ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararı ve ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakıalar hukuk mahkemesini bağlar. Bu nedenle açılmış bir ceza davası var ise ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekir. Somut olayda asıl dava davalısı şirketin yetkilisi ile satış temsilcisi hakkında … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/14556 E. sayılı dosyası ile hizmet nedeni ile görevi kötüye kullanma suçundan ceza davası açılmış, yargılama neticesinde sanıklar hakkında verilen beraat kararı Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2014/14567 E. ve 2017/6877 K. sayılı ilamı ile bozulmuş olup, halen derdesttir. O halde mahkemece BK.nun 53. (6098 sayılı BK.nun 74) maddesi uyarınca bu ceza davası sonucunun bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalı/birleşen dosya davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı/birleşen dosya davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.