Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/10762 E. 2018/12416 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10762
KARAR NO : 2018/12416
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı şirketten 06.05.2013 tarihinde yapmış olduğu alışverişler için 770,00 TL bedelli 24 ay taksitli, 1.503,00 TL bedelli 24 ay taksitli ve 1.378,00 TL bedelli 24 ay taksitli toplam 3 adet fatura düzenlendiğini, bu faturalar için de sırasıyla 1.503,00 TL bedelli 06.05.2013 düzenleme tarihli 06.06.2013 vade tarihli bono, 770,00 TL bedelli 06.05.2013 tanzim tarihli 06.06.2013 vade tarihli bono ve 1.378,00 TL bedelli 06.05.2013 tanzim tarihli 06.06.2013 vade tarihli bonoların düzenlendiğini, 6502 Sayılı yasa gereğince, tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceğini, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağını, bonoların sözleşmeye aykırı düzenlendiğini, bu durumun da davalının kötü niyetinin ispatı olduğunu, diğer taraftan, aynı borç nedeniyle davalı tarafından mükerrer takip başlatıldığını beyan ederek, … 8. İcra Müdürlüğü’nün 2014/27905 Esas sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip ödeme emrinin iptaline, 3 adet bononun geçersiz olduğunun tespitine, davalı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile … 8. İcra Müdürlüğü’nün 2014/27905 takip sayılı dosyasında takibin dayanağı olan 06/06/2013 vade tarihli 1.503,00 TL bedelli, 06/06/2013 vade tarihli 770,00 TL bedelli ve 06/06/2013 vade tarihli 1.378,00 TL bedelli senetler yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, davacı taraf kötü niyetli kabul edildiğinden takibin dayanağı olan asıl borç miktarı olan 3.087,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, menfi tespite ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir. İİK 72/5 maddesi “dava borçlu lehine hükme bağlanırsa ve takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verileceğini hükme bağlamaktadır. Anılan kanun hükmü uyarınca davalı-alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için davalı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması da şarttır. Aynı alacak için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla birden fazla takip yapılmasına kural olarak yasal bir engel yoktur. Başka bir ifadeyle aynı alacak nedeniyle genel haciz yoluyla ilamsız takipten ayrı olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılması mümkündür. O halde, eldeki davada davalı-alacaklının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davalının kötü niyetinden söz edilemez ve onun aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez. Mahkemece, değinilen bu yön göz ardı edilerek davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip kararın düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının ikinci bendin kapsamı dışındaki dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “Davacı taraf kötü niyetli kabul edildiğinden takibin dayanağı olan asıl borç miktarı olan 3.087,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” söz ve rakamlarının hükümden çıkarılarak yerine “Şartları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,” sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.