Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/10623 E. 2019/1332 K. 06.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10623
KARAR NO : 2019/1332
KARAR TARİHİ : 06.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı kulüp ile aralarında imzaladıkları 28.09.2013 Türkiye … Federasyonu tescil tarihli Deplasmanlı Lig Sporcuları sözleşmesi kapsamında, kulüp tarafından ödenmesi gereken 60.000,00 TL’den sadece 31.000,00 TL’nin ödendiğini, ödenmeyen 29.000,00 TL’nin tahsiline yönelik başlattığı takibe davalı kulübün itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı kulüp vekili, icra dosyasına yaptığı itirazında borcu bulunmadığını bildirmiş ancak, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, aldırılan bilirkişi raporu, federasyon yazısı ve sözleşme hükümleri gözetilerek, davanın kısmen kabulü ile … 19.İcra Müdürlüğü’nün 2013/17141 sayılı dosyasına yapılan itirazın toplam 21.761,70 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya dair ve icra inkar tazminatına yönelik talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra- inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasını itiraz ile durduran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında kabul edilen alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. O halde, kabul edilen asıl alacak bakımından, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7 (HMK’un 370.) maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte belirtilen nedenle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının hüküm bölümünün 1. fıkrasında yer alan “… ayrıca icra inkar tazminatı talebinin de reddine,” ibaresinin karar yerinden çıkartılarak yerine “… ayrıca alacak likit ve muayyen olduğundan hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.