Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/10488 E. 2018/8898 K. 03.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10488
KARAR NO : 2018/8898
KARAR TARİHİ : 03.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalının para karşılığında… işlemleri de yapan bir esnaf olduğunu, 2014 yılı içerisinde bazı aylara ilişkin yapması gereken… işlemlerini davalı aracılığı ile yaptığını buna güvenle 2014 mart ayı için de… işlemi yapması amacı ile davalıya 2.500,00 TL verdiğini, davalının ise parayı almasına karşın… işlemini yapmadığını ileri sürerek, 2.500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı daha önce yapılan işlemleri doğrulamakla birlikte, mart ayına ilişkin kendisine para bırakılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davada miktar itibari ile tanık dinlenemeyeceği ve davacının davasını ispat edemediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, veriliş amacına aykırı olarak davalının uhdesinde tuttuğu 2.500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiş; mahkemece davada miktar itibari ile tanık dinlenemeyeceği kanaati ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. Davacının tanık deliline dayandığı sabittir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 200. maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı davalıya 2.500,00 TL’yi güvene binaen adına işlem yapması için verdiğini ileri sürmüş bu iddiasını ise tanıkla ispat etmek istemiştir. Dava konusu uyuşmazlık emaneten verilen paranın iadesi istemine ilişkin olup bu vaka HMK 200. maddesinin yukarıda zikredilen kısmı kapsamında ve madde de açıkça belirtildiği şekli ile ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen miktara ilişkin olduğundan tanıkla ispatı mümkün hallerdendir. Hal böyle olunca, mahkemece taraf tanıkları dinlenerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.