Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/10420 E. 2018/11785 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10420
KARAR NO : 2018/11785
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca duruşmalı temyiz edilmiş ise de dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından, bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı gayrimenkul danışmanı olduğunu, mülkiyeti ½ hisse ile davalılar … ve …’e ait ev niteliğindeki taşınmazın satışı hususunda aralarında taşınmaz ön satış ve hizmet bedeli sözleşmesi imzalandığını, dava dışı alıcı …’in davacıya taşınmazın satımı için kapora verdiğini, alıcının evi almak için kredi çekmesi gerektiğinden bankaya başvurduğunu ve eksperlerin söz konusu taşınmaza geldiğini, en son aşamada davalı …’in gayrimenkulü satmaktan vazgeçtiğini, imzaladıkları sözleşmeye göre satıştan vazgeçilmesi halinde davacıya her iki tarafın da emlakçı hizmet bedelini ödemesi gerektiğini, sözleşmeye göre ödenmesi gereken 11.800,00 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalıların haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda; davacı, davalılardan …’in gayrimenkulü satmaktan vazgeçtiğini ve imzaladıkları sözleşmeye göre her iki tarafın da emlakçı hizmet bedelini ödemesi gerektiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, yazılı şekilde Asliye Hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılarak sonuçlandırılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.