Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2016/10349 E. 2019/5334 K. 29.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10349
KARAR NO : 2019/5334
KARAR TARİHİ : 29.04.2019

…….

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı kurum ile arasında 03.12.2010 tarihinden başlamak üzere hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin her yıl yenilendiğini, davalı kurumun yapılan sözleşmelerle sağlık hizmeti satın aldığını, davalı kurum tarafından yapılan kesintilerin usule ve yasaya aykırı olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalarının kabulü ile şimdilik 32.200,00 TL’nin kesintilerin yapıldığı tarihten itibaren ticari faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı …… ile, davalı ……. arasında 2009 ve 2012 yıllarında hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, her iki sözleşme ile fatura ve eki belgelerin SUT ta öngörülen şekilde usulüne uygun olarak düzenlenmemesi veya hiç iletilmemesi halinde her bir belge için 200,00 TL cezai şartın öngörüldüğü; taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri ve kurumun tebliğlerine göre cezai işlem uygulamasının haksız olduğu değerlendirilerek mahkemece, 22.200,00 TL’lik kısım açısından davanın kabulüne, 10.000,00 TL’lik kısım açısından ise feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. 02/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda toplam 22.200,00 TL cezai şartın fatura eki belgelerin elektronik ortamda veya fiziki olarak gönderilmediği için uygulanmasının yerinde olduğu belirtilmiştir. Tekrar alınan 10/09/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda toplam 32.200,00 TL cezai şartın uygulanmasının haksız olduğu belirtilmişse de mahkemece 10/09/2015 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesis edilmiştir. Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, aldırılan raporlar arasında çelişki olduğu, çelişkinin giderilmediği açıktır. O halde mahkemece, konusunda uzman bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetinden, bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderici, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.