Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/6316 E. 2015/12980 K. 21.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6316
KARAR NO : 2015/12980
KARAR TARİHİ : 21.04.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde, davacı ve davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 02.02.2009 tarihinde davalılardan …’den tapu siciline güvenerek 15.500 m2 yüzölçümlü taşınmaz satın aldığını,taşınmazı sınır tesbiti yaptırıp etrafını çevirmek amacıyla Kadstro şefliği’ne müracaat ettiğinde,Kadastro Müdürlüğü tarafından ilk tesis esnasında hesaplama hatası olduğunun ortaya çıktığını, taşınmazın yüzölçümünün 7039 m2 olduğunun belirlendiğini,gerçek yüzölçümünden daha az yüzölçümlü taşınmaz satın alması sebebiyle zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 300.000 TL‘nin davalılardan tahsilen karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; dairemiz boma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine,
2)Davalı …’in temyiz itirazlarının incelenmesinde;davacı eldeki davada, her iki davalıyı ayrı ayrı hasım göstererek davasını açmıştır. Dava dilekçesinin incelenmesinden, davanın her iki davalı yönünden ayrı ayrı maddi vakıalar ve hukuki olgulara dayandığı,her iki davalı arasında mecburi dava arkadaşlığı olmadığı,her iki davalının ayrı ayrı vekil ile temsil edildiği, mahkemenin her bir davalı yönünden ayrı ayrı hukuki gerekçeler ile davayı reddettiği anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca farklı vekiller vasıtası ile temsil edilen ve haklarındaki red kararı farklı gerekçelere dayanan davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekli olup 27.06.1956 taih, 2/14 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da bu yöndedir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki karar sadece davalı … tarafından temyiz edilmiş olduğundan ve mahkeme kararında da 23,200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine hükmedildiğinden, kararı temyiz eden davalı lehine 23,200 TL, kararı temyiz etmeyen davalı için, ise 11,600 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü göz ardı ederek yazılı şekilde her iki davalı için tek vekalet ücretine hükmetmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
Ne var ki değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden usulün 438/7. Maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 numaralı bentte açıklnana nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bent uyarınca mahkeme kararının hüküm bölümünün 3 numaralı bendinin bütünüyle karardan çıkartılarak yerine aynen (karar tarihinde yürülükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı … için 23,200 TL, davalı Maliye Hazinesi için 11,600 TL vekalet ücretinin ayrı ayrı davacıdan alınarak davalılara verilmesine, söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün, düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.