Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/35359 E. 2015/36220 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35359
KARAR NO : 2015/36220
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACI-K.DAVALI : … vekili avukat …
DAVALI-K.DAVACI : … vekili avukat …

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalının avukat olduğunu, kendilerine vekaleten yürüttüğü icra takibinde süresinde satış istememesi nedeniyle hacizlerin düşmesine sebebiyet vererek zarara uğrattığını ileri sürerek, 101.763,89TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiş, karşı davasında ise, fazlası saklı kalmak üzere ödenmeyen 120.000TL vekalet ücreti alacağının faiziyle birlikte davacı- karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davanın vekalet ücreti alacağından kaynaklandığı, uyuşmazlığın çözümünün Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı- karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki asıl davada davacı-karşı davalı, vekili olan davalı avukatın kendilerini zarara uğrattığını ileri sürerek, zararlarının tazminini, karşı davada davalı-karşı davacı, ödenmeyen vekalet ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir. Davacı-karşı davalı, ticari şirket olup 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici vasfını taşımamaktadır. Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı-karşı davalı şirket, tüketici yasasında tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık,Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kaldığına göre davaya bakma hususunda genel mahkemeler görevlidir. Öyle olunca mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri sorulup toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.