Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/32536 E. 2018/45 K. 15.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/32536
KARAR NO : 2018/45
KARAR TARİHİ : 15.01.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ile davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacılar, murisleri …..’tan intikal eden taşınmazın intikali ve satışı için davalıya vekaletname verdiklerini, sonrasında …’ün davalıyı azlettiğini, azile rağmen azilden iki gün sonrasında taşınmazın davalı tarafından babası …’a satışının yapıldığını,bu taşınmazın devri sırasında kendilerine herhangi bir bedel ödenmediğini ve taşınmazın değerinin tapuda düşük gösterildiğini, vekilin babası ile el ve işbirliği içerisinde olarak vekalet görevini kötüye kullandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere(yargılama sırasında taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerleri belirlenmek üzere) 10.000,00 TL’nin satış tarihi olan 30/12/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak miras hisseleri oranında taraflarına iadesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve alınanbilirkişi raporu doğrultusunda 8.525,25 TL alacağın dava tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacıların dava konusu taşınmazın adlarına intikal ettirilerek satılması konusunda davalıya verdikleri vekaletnameye dayanarak ve vekalet görevinin kötüye kullanılarak taşınmazın satılması ve herhangi bir bedel ödenmemesi sebebiyle yargılama sırasında belirlenecek taşınmazın rayiç değerinin miras hisseleri oranında taraflarına iadesine ilişkin alacak davasıdır. 6100 sayılı HMK.nun 294. maddesi gereğince mahkemece yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu hükümler kamu düzeni ile ilgili olup, resen gözetilir.
Anılan yasa hükümleri dikkate alındığında somut olayda; mahkemece taşınmazın rayiç bedelinin davacıların miras hisseleri oranında taraflarına iadesi talep edilmesine rağmen 8.525,25 TL alacağın dava tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine denilmek suretiyle infazda tereddüt yaratacak şekilde müphem hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, açıklanan yasa hükümleri doğrultusunda hangi davacı hakkında ne şekilde, hangi oranda ve miktarda karar tesis edildiği açıklanarak, infazda tereddüt yaratmayacak şekilde yeniden karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacıların ve davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının ve davacıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 145,75 TL harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.