YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/31879
KARAR NO : 2015/31433
KARAR TARİHİ : 27.10.2015
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, davalı idare ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşme süresince 5510 sayılı yasada yapılan değişikliğin davalı tarafından yanlış yorumlandığını ve müvekkili şirketin istihkaklarından haksız kesintiler yapıldığını, 5510 sayılı yasanın 81 maddesine eklenen bende göre sigorta primlerini düzenli ödeyen ve sigortasız işçi çalıştırmayan işverenleri teşvik etmek amacıyla sigorta pirim oranının %5 lik kısmının hazinece karşılanacağının belirtildiğini, müvekkilinin 5510 sayılı yasanın yürürlüğünden itibaren bu kanun gereğince 5 puanlık indirimleri uygulamak suretiyle sigorta primlerini tahakkuk ettirdiğini ve ödediğini, ancak davalı idarenin söz konusu pirim indirimlerini hak edişlerinden haksız olarak kestiğini ileri sürerek 28462,57 TL nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne 21869,84 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ihtilafsız olup, davacı eldeki davada davalı idare tarafından, hakedişlerinden haksız yere yapılan kesintinin tahsilini istemiştir. Mahkemece asliye ticaret mahkemesi sıfatı ile dava görülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlık özel hukuk hükümlerine tabi ve taraflar arasında yapılmış bulunan hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Özel hukuk hükümlerine tabi olan ihtilafta, davalı idare tacir olmadığı gibi, yargılamaya konu olan davada Ticaret Kanununda belirtilen mutlak ticari dava niteliğinde değildir. Davalı tacir olmadığından, davacının tacir olması davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bu itibarla davanın görüm ve çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü zorunludur. O halde mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yerolmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, 27/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.