Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/31577 E. 2015/31832 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/31577
KARAR NO : 2015/31832
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2013/567-2013/4088

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkillerinin 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet bakanlığınca hazırlanan göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda müvekkillerinden H.. E..’ün 8.00 TL, H.. Ö.., İ.. M.., E.. O.. ve B.. E..ün 13.00 er TL, S.. K..’nun 5.00 TL, O.. K.. ve S.. K..’ın 10.00 er TL peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.000.00 er TL’nın yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, ıslah ile talebini H.. E.. yönünden 10.962.93 TL, H.. Ö.. ve İ.. M.. için 18.082.32 TL, E.. O.. için 17.834.90 TL, S.. K.. için 6.859.14 TL, B.. E.. için 17.816.53 TL, O.. K.. için 13.626.04 TL ve S.. K.. için 13.634.52 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı Başbakanlık, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, kaldı ki davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini savunmuş, esas yönden de haksız açılan davanın reddini dilemiştir.
Davalı Toplu Konut idaresi, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemenin, bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacının yaptığı peşin ödemenin borcundan mahsup edilmediği gerekçesiyle, H.. E..’ün 8.00TL ödemesinin güncellenmiş değerinin 10.962.93 TL, H.. Ö.., İ.. M.., E.. O.. ve B.. E..’ün 10.00 ar TL ödemelerinin H.. Ö.. ve İ.. M.. için 18.082.32 TL, E.. O.. için 17.834.90 TL, S.. K..;nun 5.00 TL ödemesinin 6.859.14 TL, O.. K.. ve S.. K..’ın 10.00 ar TL ödemelerinin 13.626.04 ve 13.634.52 TL olduğuna ilişkin bilirkişi raporu esas alınarak bu meblağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair 18.05.2011 tarih ve 2010/908 Esas 2011/474 Karar sayılı kararının davalılar tarafından temyizi üzerine Dairemizce davalılar yararına bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemenin 18.05.2011 tarih ve 2010/908 Esas 2011/474 Karar sayılı kararının davalılar tarafından temyizi üzerine Dairemizin 13.12.2011 tarih ve 2011/13563 Esas 2011/18754 Karar sayılı ilamı ile “…Davacıların, Devlet Bakanlığı koordinatörlüğünde yapılan göçmen konutlarından daire satın aldığı, ilerde maliyet hesabından mahsup edilmek üzere davacıların sırasıyla 8.00 TL, 13.00 TL, 5.00 TL ve 10.00 TL ödediği, konutun davacılara teslim edilip tapuda devir işleminin yapıldığı, davacıların dava dışı bankadan kredi kullanıp ödeme yaptığı ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkın da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği dosya içeriği, aynı nitelikteki emsal dosyalar ve toplanan delillerle anlaşıldığı gibi bu hususlar tarafların ve mahkemenin de kabulündedir. Uyuşmazlık, davacıların yaptığı peşin ödemenin maliyet hesabına göre borçlandığı anlaşılan davacı borcundan mahsup edilip edilmediği hakkındadır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda soyut ifadelerle ödenen peşinatın mahsup edilmediğine ilişkin düşünce esas alınarak peşinatın güncelleştirilmiş değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Yukarda açıklandığı üzere davalılar mahsup işleminin yapıldığını ve peşin ödemenin mahsup edildiğini savunmaktadır. Taraflar arasındaki borçlanma sözleşmesine göre davacıların kullandığı kredi üzerinden borçlandığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık yapılan maliyet hesaplarında göçmen konutlarının şerefiyelendirmesi de gözetildiğinde maliyetlerin davacıların borçlanmasının üzerinde kaldığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, borçlandırma işleminin başlangıcında mahsuplaşma yapılıp yapılmadığı, konutun maliyet bedeli, borçlandırma bedelinden yüksek olduğu takdirde davacıların maliyet bedelinden borçlanmayı kabul ettiği halde daha düşük miktarda borçlandırılmasının kabul edilebilir açıklaması yaptırılmalı, ödenmesi gereken taksitlerden mahsup işlemi yapılıp yapılmadığı dosya içindeki ve emsal dosyalardaki listeler ve yazışmalar değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi…” yönünde davalılar yararına hükmün bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bu husus davalılar yararına, bozma ilamı dışında kalan hususlarda davacılar yararına usulü kazanılmış hak niteliğindedir. Bozma ilamına uyulduktan sonra mahkemece, bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş ancak bilirkişiden ek rapor alınması ara kararından sonradan vazgeçilerek emsal dosyalar dikkate alınarak davacının aldığı konut için yatırdığı avansın mahsup işlemine tabi tutulduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece uyulmasına karar verilen ve usuli kazanılmış hak durumu oluşan Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda taraflardan ve ilgili kurumlardan celbedilen yazı ve belgeler üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken bilirkişi incelemesi yapılmadan, mahsup işleminin yapılıp yapılmadığı somut olarak kanıtlanmadan sadece celbedilen yazılar ve belgelerdeki soyut ifadeler ve emsal dosyalar üzerine varsayıma dayalı olarak ödenen peşinatın mahsup edildiğinin kabulü yürürlükteki mevzuata ve evrensel hukuk ilkelerine aykırıdır. Bu durum Anayasa Mahkemesi’ nin 17.07.2014 tarih ve 2013/4495 Başvuru sayılı ilamında da açıkça belirtilmiştir. O halde mahkemece, ödenen peşinatın mahsup edilip edilmediği yönünde, tüm belgeler üzerinde taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, ödenen peşinatın mahsup edildiği somut olarak kanıtlandığı takdirde davanın reddine şayet mahsup işlemi somut olarak kanıtlanamıyorsa davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yanlış gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 2.bent gereğince davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.