Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/31538 E. 2017/9489 K. 13.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/31538
KARAR NO : 2017/9489
KARAR TARİHİ : 13.10.2017

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, 28.07.2015 tarihli Gayrimenkul Satım Sözleşmesi ile davalı Toki’den bağımsız bölüm satın aldığını, tüm ödemeleri yaptığını, ancak, sözleşmede belirtilen sürede taşınmazın teslim edilmediğini, bu nedenle de kira gelirinden yoksun kaldığını ileri sürerek; fazlaya dair haklar saklı tutularak 3.000 TL nin tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talep miktarını 3.930 TL ye artırmıştır.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 3.000 TL nin dava tarihinden, 930 TL nin ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK 294 ve 297 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 6100 sayılı HMK 297/son maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu belirtilmiş yine anılan kanunun 298/2.maddesi gereğince de; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Temyize konu davada, davacı tarafından yoksun kalınan kira bedeli talep edilmiş, mahkemece de, davanın kabulüne karar verilmiş ise de; hükmün gerekçe kısmında, dava, banka tarafından sözleşme yapılırken ve sözleşmenin devamında haksız şekilde alınan bedelin iadesi olarak nitelendirilmiş, bu şekilde sonuca gidilmiştir. Bu haliyle, karar değerlendirildiğinde, yukarıda bahsedilen yasal düzenlemeye aykırılık oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Karar bu yönü itibariyle usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Bozma nedenine göre davalının, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açılanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 13/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.